“Türkiye’nin bu dönemi iyi kullanarak özellikle hukuk, adalet ve eğitim sistemini yeniden yapılandırması gerekiyor”
Demokrat Parti Genel
Başkanı Gültekin Uysal, yaptığı yazılı açıklamada Covid-19 salgını sürecinde
KOBİ’lerin durumu, hakkında açıklamalarda bulundu.
Covid-19 salgını dolayısıyla alınan tedbirler kapsamında
yaklaşık olarak 45 gündür işyerleri geçici olarak kapalı olanların çok
sıkıntıda olduğunu, kirasını, maaşları, elektriği, suyu, vergisini, sigortası
ödeyemeyen işyerlerinin kredi alabilmek için bankalarda bekleştiğini ancak
dilediği krediyi alamadığını söyledi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, kredi
ödemelerinde de partizanlık yapıldığına dair duyumlar alındığını da ifade
ederek “Hane geliri 5.000 TL’nin altında olan hanelere 6 ay ödemesiz 36 ay
vadeli 10.000 TL kredi imkânı deniyor, ancak bütün kriterleri karşılayan ve
gerekli evrakları sunan KOBİ’lere ancak 3.000 TL kredi veriliyor. Milli bir
afet gününde bile partizanlık yapılıyor ve bazılarına 7.000 – 10.000 TL kredi
verildiği görülüyor” dedi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın yaptığı
yazılı açıklama şöyle:
“Piyasada tam bir belirsizlik var”
“İçişleri Bakanlığı genelgesi ile, vatandaşların çok yakın
bir mesafede bir arada bulunarak hastalığın bulaşma riskini arttıracağı
gerekçesiyle, tiyatro, sinema, nişan-düğün salonu, lokanta, kafe, birahane,
kahvehane, kıraathane, kafeterya, internet kafe, vb. işyerlerinin faaliyetleri
17 Mart 2020 gece yarısı itibariyle geçici süreliğine durduruldu. Bu listeye
bilahare berberler, kuaförler ve güzellik salonları da eklendi.
Anılan işyerlerinin kapatılmasından ve ticari yaşamın
durmasından bu yana yaklaşık 45 gün geçti. Çarşılar, sokaklar bomboş. KOBİ’ler,
küçük esnaf ve sanatkârlar günü siftah bile yapamadan kapatıyorlar. Korona
virüs krizi sebebiyle, piyasalarda tam bir belirsizlik ve çok ciddi bir gelecek
kaygısı hâkim durumdadır.
“Öncelikle ayakta tutmamız gereken işletmeler KOBİ’ler”
Aralık 2019 itibariyle Türkiye genelinde 1.891.512 adet
işyeri mevcut olup, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısı 14.314.313 kişidir.
Yani Türkiye ekonomisinin yüzde 99’unu KOBİ’ler oluşturmakta ve buralardaki
istihdam toplam sigortalı sayısının yüzde 97’sini oluşturmaktadır.
Toplam ihracatın yüzde 56’sı, istihdamın yüzde 74’ü ve katma
değerin yüzde 54’ü KOBİ’ler tarafından sağlanmaktadır.
Tek başına bu oranlar bile, KOBİ’lerin ekonomik ve sosyal
hayatımızdaki yerini ve önemini açıkça ortaya koymaktadır. Covid-19 salgını ile
mücadele ettiğimiz bu günlerde KOBİ’lerin öncelikle ayakta tutulması gereken
işletmeler olduğu saklanamaz bir gerçektir.
“KOBİ’ler tedbirlerden olumsuz etkileniyor”
KOBİ'ler covid-19 tedbirlerinden son derece olumsuz
etkilenmektedir. İşyerleri kapalı olduğu için satış yapamamakta, hizmet
verememekte, stoklarını bile kullanamamakta, nakit girişi sağlayamamaktadır. Bu
yüzden çalışanlarına ücret ödeyememekte, kira, elektrik, su, doğal gaz, vergi,
sigorta gibi sabit ödemelerini yapamamaktadır.
Kirasını, ücretleri, elektriği, suyu, vergisini, sigortası
ödeyemeyen işyerleri her geçen gün kapanmaktadır. Kapanan işyerlerinin yerine
yenilerinin açılması ise son derece güç olmaktadır. Daha da önemlisi,
işyerlerinin kapanması nedeniyle yüzbinler, milyonlar her geçen gün işsiz
kalmaktadır.
“Destek paketleri yetersiz, başvurular bürokrasi sebebiyle
gecikiyor”
Devlet tarafından bir biri ardına açıklanan destek paketleri
ise, ne yazık ki son derece yetersizdir ve pratikte erişilmesi çok zordur.
Devletin ilan ettiği çok sayıda desteğe müracaatlar yapılmakta, ancak yoğunluk
ve bürokrasi nedeniyle destek başvurularına cevaplar gecikmekte, kredi
başvurularına gelen yanıtlar talebin çok altında kalmakta ve bu nedenle yeni
finansman olanaklarına erişimde sıkıntılar yaşanmaktadır.
“Milli bir afet gününde bile partizanlık yapılıyor”
Uygulamada KOSGEB kredilerinde şubelere tanınan tahsis
miktarları düşük olduğundan taleplerin yaklaşık yüzde 10’u
karşılanabilmektedir. Bu tür kredilerde ilk kez kefil istenmekte, evrakları
tamamlayıp imza aşamasına gelindiğinde ise, vergi ve sigorta primi borçlarının
mahsup edileceği ifade bildirilmektedir. Böylece, ele geçen nakit miktarı iyice
küçülüyor.
Esnaf kredisi için insanlar bankaların önünde bekleşip
duruyor.
Pek çok esnaf ve KOBİ kredilere ulaşamıyor. Hane geliri
5.000 TL’nin altında olan hanelere 6 ay ödemesiz 36 ay vadeli 10.000 TL kredi
imkânı deniyor, ancak bütün kriterleri karşılayan ve gerekli evrakları sunan
KOBİ’lere ancak 3.000 TL kredi veriliyor. Milli bir afet gününde bile
partizanlık yapılıyor ve bazılarına 7.000 – 10.000 TL kredi verildiği
görülüyor.
“Vatandaşları için çözüm üretmek ülkeyi yönetenlerin asli
görevidir”
Anayasamızın 2. Maddesinde yer alan “Türkiye Cumhuriyeti,
toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına
saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere
dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.” hükmü son derece
açıktır. Devlet ise bu görevleri yapmak için, yani vatandaşları için vardır.
Sosyal devletin bir gereği olarak; yaşamakta olduğumuz
ulusal kriz döneminde, KOBİ'leri, esnafı, sanatkârı yaşamakta olduğu ekonomik
krizden, borç, faiz darboğazından kurtarmak, ödenemeyen kredileri
yapılandırılmak için çözümler üretmek, acil tedbirler geliştirmek ise, ülkeyi
yönetenlerin asli görevidir.
“Salgın döneminde vergi ve prim ödemeleri alınmamalıdır”
Kamuya olan vergi ve SGK primi gibi yükümlülüklerin salgının
etkili olduğu dönem boyunca alınmaması, kullandırılan kredilerin ve ötelenen
kredi faizlerinin düşürülmesi, çalışan ve esnafa yönelik desteklerin
artırılması gerekmektedir.
İşsizlik için ödenen devlet desteğinin bu dönemde
artırılması gerektiğini, özellikle işyerlerini açamayan küçük esnafın kira
desteği ile korunması ve KOBİ’lere daha çok kaynak aktarılması gerektiğini
düşünüyoruz.
Covid-19 krizi nedeniyle kapanan veya zor durumda olan bu
işletmelere, yukarıda belirtilen ödemeleri için altı ay ödemesiz ve en az 48 ay
vadeli faizsiz kredi, her hangi teminat ve ipotek aranmadan verilmelidir.
“Kapsamlı ve somut bir eylem planı ile çözüm üretilmeli”
Demokrat Parti olarak, tüm KOBİ‘ler, esnaf ve sanatkârlar
adına siyasi iradeden acil olarak, kapsamlı ve somut bir eylem planı
hazırlayarak, herkes için çözüm üretmesini talep ediyoruz.
Türkiye’nin bu kriz sonrası yeniden şekillenecek olan
Dünya’da avantaj elde edebilmesi için, yapısal reformlarına ağırlık vermesi ve
bu dönemi iyi kullanarak özellikle hukuk, adalet ve eğitim sistemini yeniden
yapılandırması gerektiğini düşünüyoruz.”