Erenler Ziraat Odası Başkanı Lütfü
Akbıyık ile bir araya geldiklerini ifade eden Serbes, çiftçinin mısır üretimi ile ilgili
sorunları ve çözüm önerileri konusunda fikir
alış-verişinde bulunduklarını söyledi.
Türkiye’de 3 yıl üst üste aynı ürünü eken üreticiye desteklenme ödenmeyeceği konusunda bir düzenleme
olduğunu ve bu düzenlemenin bu yıl bir yıllığına ertelendiğini vurgulayan
Serbes, “Çiftçimiz bölgesinin iklim şartlarına göre, hangi ürünü, en verimli ve en
iyi kalitede üretiyorsa, hangi üründen kazanıyorsa, onu isteği kadar
ekebilmeli. Bu uygulamanın sadece bir yıl erteleme değil, illerin potansiyeline
göre yeniden düzenlenmesi
gerekir.” diye konuştu.
BAŞKA İLLER 7 KEZ SULASA BİLE SAKARYA’DAKİ VERİMİ ALAMIYOR
Sakarya’da, en çok verim alınan ürünlerin
başında mısır geldiğini dile getiren Serbes, sulama bile yapmadan bu ürünün
Sakarya ikliminde yetişebildiğini ve iyi bir verim alındığını kaydetti. Serbes,
“Örneğin Sakarya’da; mısır üretiminde dekar başına 1400-1500 kilogram
ürün alırken, buğday ekildiğinde ise 300 kilograma kadar düşebiliyor. İlimizde
yılda 500-600 bin ton mısır hasadı yapılıyor. Bölgemizin iklimi ve toprak yapısı mısır üretimine o kadar çok uygun
ki, kısmen Samsun hariç, diğer
illerde mısır 5-7 kez sulansa bile Sakarya’daki gibi verimlilik ve kalite yakalanamıyor. Ayrıca,
ilimizde yıllarca üst üste mısır ekilmesi, toprağın verimi düşürmüyor ve
kalitesini de bozmuyor. Mısır hasadından bir dahaki mısır ekimine kadar
yaklaşık 6 ay toprak nadasta kalıyor ve bu sürede toprak kalitesini koruyor. Bu
bakımdan Sakarya’da verim ve kalite açısından mısıra alternatif ürün
yok.” bilgisini verdi.
ÜRETİMİ ENGELLEMEK
MISIR İTHALATINI
ARTTIRIR, TEŞVİK EDİLMELİ
Halen Türkiye’nin yüzde 30 kadar mısır üretim
açığı olduğunu, bu açığın ithalat yoluyla kapatıldığını hatırlatan Serbes, açıklamasına şöyle
devam etti: “Hal böyle iken, üreticiye ‘mısır ekme’ demek gerçekten çiftçiyi, dolayısıyla ülkeyi
cezalandırmak anlamına geliyor. Üreticimiz
böyle düşünüyor. Sakarya’da, mısır ekiminin sınırlandırılması yerine aksine teşvik
edilmesi gerekir. Sınırlandırma
daha çok mısır ithalatı dolayısıyla ülke kaynaklarının dışa aktarılması demek. Türkiye, sanayi
ürünü olan mısırı yetiştirebiliyorken, yıl sınırı getirip destekleme vermemekle
çiftçiyi sınırlaması,
ekimden vazgeçirmesi, cezalandırması
anlaşılır gibi değil. Umarım
bu karardan bir an önce dönülür. Çiftçimizin de beklentisi budur.”
HAVZA BAZLI DESTEKLEME YAPILMALI
Serbes, üreticinin genel destekleme ve genel sınırlama yerine havza
bazlı ürün ekimi ve destekleme istediğinin altını çizerek bunun hem verimliliği
arttıracağını, hem de çiftçiyi
memnun edeceğini vurguladı. Çiftçinin
yanlış politikalar, tohum, gübre, mazot gibi yüksek girdi maliyetleri ve ürünün
para etmemesi sebebiyle borç batağında
olduğuna dikkat çeken Serbes, “Zor durumda olan çiftçilerimiz havza bazında destekleme istiyor. Ülkemizde hangi bölgede, hangi üründen en iyi verim elde
ediliyorsa bu desteklenmeli ve teşvik edilmeli. Çok iyi bir tarım saha
planlaması yapılmalı. Tarım Bakanlığı yetkilileri çiftçilerle ve onların Ziraat Odaları
gibi temsilcileriyle sürekli irtibat halinde olması ve kararları birlikte
almaları gerekir. Böyle
yapılırsa hem ülkemiz, hem de üreticimiz kazanır. Karar alıcılarla, karara konu
olanlar aynı masada oturdukları taktirde ülkemizde çözülemeyecek meselemiz
olmadığını her zaman vurguluyoruz.” şeklinde konuştu.