Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen Şubat Kültür Sanat Etkinlikleri Doğumunun 100. Yılında Mustafa Düzgünman ve Eserleri paneli ile devam etti. Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen programa Prof. Dr. Ahmet Sacit Açıkgözoğlu, Doç. Mesude Hülya Doğru ve Öğr. Gör. İbrahim Hakkı Yiğit’in konuşmacı olarak katıldı. Panele çok sayıda sanatsever teşrif etti.
Mustafa hoca çok öğrenci yetiştirmiştir
Doç.
Mesude Hülya Doğru, “1980 yılında Mustafa Düzgünman hocamız ile tanışma fırsatı
bulduk. Ne yazık ki hocamız kısa bir süre sonra vefat etti. 2009 yılında Sacit
Hocamız ile Mustafa Düzgünman’ın 3 öğrencisini icazet etmeye karar verdik.
Bizlere hocamız ile alakalı çok güzel hikâyeler anlattılar. İlk önce
çocuklarına daha sonra ise yeğenine Ebru Sanatının inceliklerini öğretmiştir.
Mustafa Hoca evinde de eğitimler vermiştir. Öğrencilerini eve davet ederek önce
izlemesine izin verir daha sonra ise eğitimlerine başlanırdı. Mustafa Hoca
öğrencilerine göz hakkıdır diyerek ö gün ki çalışmalardan eser hediye ettiği de
görülmüştür. Çok fazla öğrenciye icazet vermemiş olsa da çok fazla öğrenci
yetiştirmiştir” dedi.
Şiirle de ilgilenmiştir.
Bütün
sanatlarımız biliniyor ve yapılıyor olmasına rağmen ebru sanatı tamamen yok
olmuş vaziyetteydi, Mustafa Hoca öğrencilerine bunu anlatarak eğitmiştir
diyerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Ahmet Sacit Açıkgözoğlu, “Eskiden
öğrenciler Mustafa Düzgünman Hocanın evine gidip izlerlermiş, şimdi izleme diye
bir şey kalmadı. Ne yazık ki ebru sanatını izlemekten çok herkes hemen yapmanın
peşinde. Biz hep izledik, eve gidip kendi teknemizde çalıştık. Ayrıca Mustafa
Hocamız sadece Ebru Sanatçısı değildi aynı zamanda şiirde yazardı. Nitekim ‘Ebruname’
isimli çok değerli ve çok ünlü bir şiiri de vardır” ifadelerine yer verdi.
2 bin 500 eser topladım
Öğr.
Gör. İbrahim Hakkı Yiğit, “Çocukluğumda kitabın en arkasında yeşil zemin
üzerinde lale gördüm ve altında Ebru yazıyordu. Bundan çok etkilendim ve bu
şekilde başladım ebru sanatına. Öğretmenlerimiz lisede Mustafa Hocadan ve ebru
sanatından bahsediyordu fakat hocamızın yaşadığını bilmiyorduk. Bilseydim
kesinlikle giderdim yanına. Gidemediğim için, o fırsatı kaçırdığım için çok
üzüldüm. Bir tarafta Fuat Hocamızla çalışırken bir tarafta da Mustafa Hocanın
eserlerini etraftan ve sahaflardan toplamaya başladım. Hiç ayırt etmeden hangi
eseri bulduysam aldım. Bu şekilde elimde ortalama 1000 tanesi Mustafa
Düzgünman’ın olmak üzere 2 bin 500 civarı eser var” dedi.