Tüm eğitim bileşenleri kaygıyla okula giderken ve
hemen her gün bir yerlerde bir okul kapatılırken; öğrencilerimize, öğretmenlerimize,
hizmetli ve memurlarımıza pozitif ya da temaslı teşhisi konulurken; MEB her
şeyin yolunda olduğu algısıyla, yüz yüze eğitime katılımın ne kadar yüksek
olduğunu açıklamaktadır. Birçok il ve bölge kırmızıya dönerken hiç rahatsızlık
duymadan yapılan bu açıklamalar Bakanlığın duyarlılıktan ne denli uzak olduğunu
ortaya koymaktadır.
Yüz yüze eğitimin nitelikli bir şekilde
yürütülebilmesi için eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler açısından
eğitim-öğretim ortamlarının sağlıklı ve güvenli olması gerekmektedir. Bu güven
duygusu onların eğitim ortamlarındaki psikolojik ve duygusal yeterlilikleri
için önemlidir. Salgının giderek yükseldiği koşullarda eğitim emekçilerinin
desteklenmesi gerekirken, halen aşı planlamasında 2. aşamanın 7. sırasında gösterilmeleri
ve bir türlü öne alınmamaları, hem eğitim emekçileri hem de tüm eğitim
bileşenleri açısından çok ciddi riskler barındırmaktadır. Sendikamızın MEB’e
yaptığı çağrılar, Sağlık Bakanlığı’na yaptığı başvurular olumlu
sonuçlanmamıştır. MEB bu konuda harekete geçip Sağlık Bakanlığı ile ortak bir
planlama yapıp kamuoyuna duyuracağına, kendisine başvuran eğitim emekçilerine
“Sağlık Bakanlığı’na başvurun” demektedir.
Öyleyse yeniden hatırlatalım; 15 Şubat’tan 4 Nisan’a
kadar toplam pozitif ve temaslı öğretmen sayısı 2558, öğrenci sayısı 3379,
hizmetli-memur personel sayısı ise 246’dır. 15 Şubat-4 Nisan arasında eğitim
alanında hayatını kaybedenlerin sayısı 16’ya ulaşmıştır. Bu rakamlar buz
dağının sadece görünen yüzüdür. Sendikamıza ulaşan sınırlı bilgilerle ortaya
çıkan bu tablo bile tehlikenin boyutunun ne düzeye geldiğini gösterirken,
elinde tüm veriler olan MEB ise ısrarla sayıları gizlemekte ve herhangi bir
açıklama yapmamaktadır.
Önü alınamaz bir şekilde vakalar ve hasta
sayıları tüm Türkiye’de hızla yükselirken eğitim alanında hiçbir tedbir
alınmaması, yüz yüze eğitimin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır.
Yapılan çağrılara rağmen başta aşı olmak üzere önlemler noktasında bir hazırlık
gözükmemektedir. Tüm toplumumuzun sağlığı tehdit altındayken, sağlık örgütleri
ve bilim insanları, sağlık hizmetleri, belediye temizlik hizmetleri ve gıda
satışı dışında, gelir güvenceli 28 günlük kapanmayı önermektedir. Her şey
yolundaymış gibi hareket eden MEB’in yüz yüze eğitimin sağlıklı ve güvenli
şekilde devamını sağlayacak bir gücünün ve iradesinin olmadığı açıkça ortaya
çıkmıştır. “Eğitim, önlemler alınarak yüz yüze yapılmalıdır.” diyen bir
sendika olarak, yüz yüze eğitimin ertelenmesini, aşılamaların hızlanmasını
ve tüm tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz. Ölümle sonuçlanmasa dahi yaşı
ilerlemiş veya bünyesi zayıf bireylerin vücutlarında kalıcı hasarlar bırakan
Covid-19 salgınında, eğitim bileşenlerinin yaşamı ve sağlığı tehlikeye atılamaz
ve bu riskli durum daha fazla sürdürülemez.
Biz eğitim
emekçileri elbette Eğitimin yüz yüze sürdürülmesini isteriz ancak, kendi
kaderimize terk edildiğimiz, Mevcut koşullarda yüz yüze eğitimin sürdürülmesi
salgını ve ölümleri arttıracaktır. Bu nedenle; yüz yüze eğitime sıralayacağımız
tedbirler gecikmeksizin hayata geçirildikçe kademeli olarak yeniden başlaması
hayati bir önem kazanmıştır.
Taleplerimiz:
· Eğitim emekçilerinin iki doz aşılanması süreci hızla
tamamlanmalıdır.
· Eğitime ek bütçe oluşturulmalı, sağlıklı ve güvenli
bir eğitim için ihtiyaç duyulan kadro atamaları yapılmalıdır.
· Seyreltilmiş sınıf uygulamasını ortadan kaldıracak
düzenlemeler yapılmamalıdır.
· Maske ve hijyen malzemeleri konusunda sürekli ek
takviyelerin yapılacağı bir düzenleme mutlaka planlanmalıdır.
· Kalabalık okullarda, öğretmenler odası sayısının
artırılması konusunda çalışma yürütülmelidir.
· Kalabalık okullarda öğrenci ve öğretmen tuvalet
sayılarının artırılması için çalışma yapılmalıdır.
· Okullarda bir sağlık görevlisine gereksinme
bulunmaktadır, bu ihtiyaca dönük çalışma yürütülmelidir.
· Okullarda uygulanması gereken tedbirleri düzenli
olarak denetleyecek ve eksikliklerin giderilmesi için çalışma yürütecek
görevlendirmeler yapılmalıdır.
· Eğitim bileşenlerinin sağlıklı ulaşımı için valilikler
ve yerel yönetimlerle birlikte kapsamlı bir planlama hızla hayata
geçirilmelidir.
· Alınan önlemlerin kapsamı genişledikçe okullarımız
kademeli olarak açılmalı, yaşamın tüm alanları kademeli bir şekilde normalleşme
kapsamına alınmalıdır.
Eğitim Sen olarak tüm eğitim emekçilerinin,
öğrencilerimizin ve velilerimizin güven duygusu içinde yüz yüze eğitime devam
edebilmeleri için aşı ve diğer tüm tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi
yönünde çalışmalarımızı arttırarak devam ettireceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Bu itibarla Aşı ve önlemlerle ilgili taleplerimizi ortaklaştırmak ve sesimizin daha
güçlü çıkması için ilimizdeki bazı eğitim sendikalarına çağrıda bulunduk, ancak
bugüne kadar bir yanıt alamadık. Bu vesile ile bu çağrımızı tekrar ederek, “pandemiye ilişkin önlemler
ve Aşı” ile ilgili taleplerimizi daha güçlü seslendirmek üzere, Sakarya’da
eğitim iş kolundaki bütün sendikaları iş birliğine davet ediyoruz.