SAÜ İlahiyat Fakültesi YouTube
kanalında canlı olarak yayınlanan konferansın moderatörlüğünü İlahiyat
Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Zengin yaptı. Doç. Dr. Mahmut Zengin programın
başlangıcında Dr. Nazif Yılmaz’ın biyografisi ve konuşulacak konular hakkında
bilgi verdi.
Dr. Nazif Yılmaz, konuşmasının başında
Din Öğretimi Genel Müdürlüğü hakkında bilgi verdi. Türkiye’de resmi olarak din
eğitimi ve öğretimi faaliyetlerini yürüten üç temel kurum olduğunu belirten Dr.
Nazif Yılmaz, bunların Diyanet İşleri Başkanlığı, yüksek din öğretimi veren
İlahiyat Fakülteleri, Millî Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü
olduğunu söyledi. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün kuruluşu hakkında bilgi
veren Dr. Yılmaz, müdürlüğün okullardaki din eğitimi ve öğretimi faaliyetini
yürüten devletin bakanlık bünyesindeki resmi bir kurumu olduğunu ifade etti. Dr.
Yılmaz, kurumun faaliyet alanları arasında;
18 milyona yakın öğrenciye milli, manevi, ahlaki, insani, kültürel
değerlerin benimsetilmesi ile ilgili çalışmalar yürütmek, ikincisi; Din Kültürü
ve Ahlak Bilgisi dersiyle ilgili politikalar, öğretim programları hazırlanması,
öğretmenlerinin mesleki gelişimi ve bu derslerle ilgili faaliyetler yürütmek,
üçüncüsü; 2012 yılından itibaren din eğitimi alanındaki seçmeli derslerin
müfredatlarının, kitaplarının hazırlanması, öğretmenlerinin mesleki gelişimi,
dördüncüsü; İmam Hatip Liselerinin ve Ortaokullarının politikalarının
belirlenmesi, her türlü iş ve işleyişinin düzenlenmesi, kitaplarının
hazırlanması, öğretmenlerinin hizmet içi eğitim çalışmalarının yürütülmesi,
İmam Hatip Okullarının bütün iş ve işleyişini yürütülmesi olduğunu açıkladı.
Konuşmasının devamından Türkiye’deki
din derslerinin tarihçesi hakkında bilgiler veren Dr. Nazif Yılmaz, “1926
yılında derslerden çıkarılan din dersleri, 1951’de ilkokulların programlarına,
1956 yılında liselerin programına özellikle seçmeli olarak liselerde konulmuş.
1974 yılına geldiğimizde zorunlu ahlak dersi konuluyor ve 1982 yılına kadar
seçmeli din dersi ve zorunlu ahlak dersi okutuluyor, sonrasında da anayasanın
24. Maddesiyle beraber 82 anayasasıyla Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi
zorunlu dersler arasında yer alıyor. Bu kırk yıllık yaklaşık kazanım, aslında
daha öncesine baktığımızda 1980’e kadar esas aldığımızda yaklaşık 60 yıllık
uzun bir çabanın sonucunda gerçekleşiyor. Peki bu dersin muhtevası nedir? Bu
ders kurgulanırken bir din eğitimi dersi olarak kurgulanmamış… Bizdeki bu Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi daha çok bilgilendirme, kültürlendirme, içinde
bulunduğu toplumun dini ve ahlaki değerlerini çocukların fark etmesi ve
çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde insanların İslam dini hakkında sağlıklı
bilgileri doğrudan kaynağından okullarda öğrenmesi için kurgulanmış bir
müfredat olarak düşünebiliriz. Bu dersin öğretimini gerçekleştirecek
arkadaşlarımızın da bu çerçevede bir anlayışa sahip olarak yani bu dersin
kapsam alanını bilerek örneğin İslam’ın içerisindeki; Alevilik, Bektaşilik,
Caferilik gibi yorumlar, yine İslam dini içerisindeki fıkhî mezhepler;
Hanefîlik ve Şafiîlik olmak üzere İslam içindeki mezhepleri de ana hatlarıyla
bilerek, yine 1400 yıllık İslam geleneği içerisinde oluşmuş olan dinî
geleneklerimiz ve birtakım uygulamaları da öğrenerek çocuklarımıza hem sağlıklı
bir din öğretimi, yine dini bilgilenme, diğer dinler hakkında da bilgilendirme,
kültürlendirme, aynı şekilde de çocuklarımızın ahlaki değerleri Kur’an ve
sünnet merkezinde öğretebilme becerisine sahip olması lazım” şeklinde konuştu.
2000 yılı sonrasında din öğretimi
alanında yapılan değişikliklere de değinen Dr. Nazif Yılmaz, “Özellikle Alevi
Bektaşi geleneğine mensup vatandaşlarımızdan, onların sivil toplum
çalışmalarındaki katkılarından oldukça yararlanıldı, raporlarından,
taleplerinden yararlanılarak bir müfredat oluşturuldu. 2006 yılında, 2012
yılında, hatta 2016 yılında bütün müfredat güncellemelerinde bu geleneğe mensup
vatandaşlarımızın talepleri de dikkate alınarak kapsayıcı, kuşatıcı bir
müfredat hazırlandı. Öğretmenlerimizin de bu geleneği tanıması, bilmesi için
bir çaba sarf edildi. Öğretim programları kendilerine tanıtıldı. Burada şunu da
ifade etmem lazım; bu ders niçin önemli, bir de sağlıklı bir bilginin
aktarılması lazım İslam dini hakkında. Çünkü bugün islamofobi diye bir kavram
üzerinde duruluyor, dışarıdan insanlar İslamı nasıl öğreniyor sosyal medyadan
ya da yerel ve ulusal medyadan, herkes bakıyorsunuz kendi anladığı İslam’ı
İslam gibi aktarmaya çalışıyor, halbuki bizde Kur’an’ın ve sünnetin ortaya
koyduğu bugün İlahiyat Fakültelerimizde, İmam Hatip Okullarımızda öğretilen
sahih bir din öğretimi var. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi işte taraflı ve
birazda insanların kendi yorumlarına göre öğretme çabasında olduğu bir din anlayışı
yerine İslam’ın kendi kaynaklarından, Kur’an ve sünneti merkezi alarak sonra
İslam içerisinde ortaya çıkmış yorumları da dikkate alarak bu işin sahih bir
öğretimini gerçekleştirmekte. Onun için Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi
bizim için hem sosyal anlamda hem dini anlamda hem bireysel anlamda
düşündüğümüzde, gerçekten toplumun ihtiyaçlarını, bireylerin ihtiyaçlarını
karşılayabilecek şekilde kurgulanmış sağlıklı bir din öğretimini
gerçekleştirmek için tasarlanmıştır.” dedi.
Dr. Nazif Yılmaz, konuşmasının
devamında 2012 yılından itibaren müfredatlarda yer alan seçmeli statüdeki din
dersleri hakkında da bilgiler verdi. Bu derslerin öğretimi hakkında bazı
problemlere de işaret eden Yılmaz, bu eksikliklerin giderilmesi anlamında
öğretmen adaylara bazı tavsiyelerde bulundu. Dr. Yılmaz, ayrıca seçmeli din
derslerine olan talep ve ilgi hakkında da açıklamalarda bulundu.
Dr. Yılmaz, programın sonunda İmam
Hatip Liseleri ve İmam Hatip Proje Okullarının önemi ve günümüzdeki durumları
hakkında bilgiler verdikten ve bu okullara dair yöneltilen bazı eleştirileri de
cevapladıktan sonra sözlerini tamamladı.