Bununla birlikte okulların
açılmasının 21 Eylül’e ertelenmesin sebeplerini oluşturan sağlık koşulları
iyiye gitse dahi okullarda alınması gereken önlemlerin alınmaması durumunda 21
Eylül’de de yüz yüze eğitime başlanmaması mümkün olmayacaktır. Aslında MEB’in
yapması gerektiği halde yapmadığı, Eğitim Sen Genel Merkezinin her düzeyde her
okul türünde çalışan öğretmenlerle yaptığı anket sonuçları ortaya çıkarmıştır
ki okullarımız salgın koşullarında yüz yüze eğitim yapılmasına uygun halde
değildir. Anketin ayrıntılı sonuçlarını görmek isteyenler Eğitim Sen genel
merkezinin internet sitesinden ulaşabilirler. Ancak sonuç itibarıyla bu anket:
-Okullarda sosyal mesafenin
ayarlanabilmesi için sınıf mevcutlarının azaltılması gerektiğini bunun için de
yeni dersliklere ve yeni öğretmen alımına ihtiyaç olduğunu,
-Okullarda hijyen koşullarının
sağlanabilmesi için yoğun olarak maske, el dezenfektanı, sabun ve yüzey
temizleyicisine ihtiyaç duyulacağı gibi bu hizmeti sağlayacak yeni temizlik
personeline de ihtiyaç duyulduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Normal koşullarda eğitime ayrılan
bütçe ihtiyacı karşılamazken ek bir bütçe olmadan bu önlemlerin alınması söz
konusu olamayacaktır. Hal böyleyken Milli Eğitim Bakanı yaptığı açıklamada ne
bu önlemlerden ne de ek bütçe ile ilgili hiçbir açıklama yapmamıştır.
Uzaktan eğitim asla yüz yüze
eğitimin yerine ikame edilecek bir yöntem değildir, sadece zorunlu hallerde
başvurulacak geçici bir tedbirdir, uzun süre süre uygulanması eğitsel açıdan
dezavantajdır ancak gerekli önlemler alınmazsa 21 Eylül’de de yüz yüze eğitime
başlanması söz konusu olamayacaktır. Ne yazık ki Milli Eğitim Bakanı, yüz yüze
eğitimin 21 Eylül’e ertelendiğini açıklamış ancak bu tarihe kadar hangi
önlemleri nasıl alacakları konusunda halkın kafasındaki soru işaretlerini
kaldıracak nitelikte açıklamada bulunmamıştır.
“Seyreltilmiş eğitim” anlaşıldığı kadarı ile
ders sayılarının, ders saatlerinin, sınıf mevcutlarının azaltılması, “önemsiz”
müfredatı olan derslerin okutulmaması, ikili ya da üçlü eğitim ve hafta sonu
ders koyulması vb. yöntemlerle derslik sayısının yeterli hale getirilmesi için
kullanılan bir tabirdir. Söz gelimi
ilimizde “Ağır Hasarlı 17 Okulun” yıkım kararı nedeniyle zaten aynı binayı
ikili olarak kullanan farklı okullar ortadayken ve hali hazırda tüm ülkede
derslik ihtiyacı had safhadayken yeni derslikler yapmadan bu nasıl mümkün
olacaktır?
21 Eylül’de okullar açılırsa,
özellikle ilkokul öğrencileri ve dezavantajlı (zihinsel engelli, otizmli vb.)
öğrencilerin sosyal mesafeyi sağlaması nasıl mümkün olacaktır?
Kronik hastalığı olan öğretmenler
ile ilgili bir çalışma yürütülüyor ama kronik hastalığı olan öğrencilerin
durumu ne olacak? (LGS ve YKS sınavlarında hastaneden ambulansla okula
getirilen öğrenciler görmüştük)
Öğrenci servislerinde oturma düzeni
nasıl sağlanacak? Bir düzenleme yapılırsa kontrolü nasıl sağlanacak? (Umarız
geçen yıllarda olduğu gibi servis araçlarının denetimi yine nöbetçi
öğretmenlere yüklenmeye çalışılmaz.)
Ateşi olan öğrencileri okula
göndermeyeceğine yönelik ailelerden taahhüt belgesi alınacağı söyleniyor, peki
evde ateşi olmayan öğrencinin ateşi serviste (dolmuşta) ya da okulda çıkarsa
öğrenci nasıl izole edilecek? Bu çocuklar hastalığı okula taşıdığında bütün
okul mu karantinaya alınacak?
Mesleki eğitim yapılan atölyelerde
sosyal mesafe nasıl sağlanacak? Meslek Liselerinde atölye çalışmaları nasıl
yapılacak? Eğitim uzaktan olursa 9. sınıf sonunda öğrenciler meslek seçimini
neye göre yapacak?
Her ikisi de çalışan anne
babaların çocukları için nasıl bir düzenleme yapılacak?
Kimi bireylerin korona mikrobu
taşıdığı halde hastalık belirtisi göstermediği göz önünde bulundurulursa
taşıyıcı olan öğrenci ve öğretmenler nasıl tespit edilecek?
Biz Eğitim
Sen olarak; Öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin, temizlik görevlisinden
memuruna, teknisyeninden usta öğreticisine, eğitim emekçilerinin sağlığının her
şeyden önemli olduğu gerçeğinden yola çıkarak, bundan sonraki sürecin sağlıklı
yürümesi için eğitim sendikalarının,
sağlıkçıların, milli eğitim müdürlüklerinin ve illerde kurulacak il bilim
kurullarının ortak çalışması ile yukarıda belirtilenden çok daha fazla sayıdaki
kamuoyunun taşıdığı kaygılara gerçek cevaplar verilmesini ve gerçek çözümler
üretilmesini kamuoyu adına talep ediyoruz.
Yücel
KAÇAR
Eğitim Sen Sakarya Şube Başkanı