Yoklama ve gündem maddelerinin oylanmasının ardından 1166
no’lu Meclis oturumuna ait tutanak görüşülerek oy birliği ile kabul edildi.
Eylül ayı Kat’i Mizan ve ekleri ile Bütçe İzleme Raporu, Hesapları İnceleme
Komisyonu Başkanı Vahap Gün’ün sunumunun ardından oylanarak, meclis üyeleri tarafından
tasdik edildi.
Yönetim Kurulu’nun aylık faaliyetleri ve SATSO
çalışmaları hakkında bilgi vermek üzere kürsüye gelen SATSO Yönetim Kurulu
Başkanı A. Akgün Altuğ, Arnavutluk’ta yaşanan deprem felaketiyle ilgili geçmiş
olsun dileklerini ileterek “Arnavutluk ve Bosna Hersek’te yaşanan depremlerden
dolayı her iki kardeş ülkemize de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hayatını
kaybedenlerin acısını paylaşıyor, yaralılara acil şifalar diliyorum.” dedi.
Başkan Altuğ konuşmasının
devamında TOBB ve Turkcell öncülüğünde başlatılan Geleceği Yazan Kadınlar
Projesi’nde Türkiye 3. sü olan Büşra Göral’ı tebrik ederek şunları dile
getirdi: “ Sakarya’lı kadın
girişimcimizin Diji-Tar projesi Türkiye 3. sü oldu. Bu projeye katkılarından
dolayı SATSO Kadın Girişimciler Kurulumuzu da tebrik ediyorum.
UPEP diğer illere örnek
oluyor
SATSO Yurtdışı İş Geliştirme
Komisyonu öncülüğünde Sakarya Üniversitesi, Sakarya Uygulamalı Bilimler
Üniversitesi işbirliği ile yürütülen projemiz; Kocaeli, Mersin, Gaziantep,
Adana Erzurum gibi ülkemizin önde gelen illerindeki kurumlar tarafından örnek
alınarak uygulanmaya başlandı. 33 farklı ülkeden, 61 öğrenci, toplamda 310 ay
isteğe bağlı staj yapmış ve hali hazırda 43 firmada da görev yapmaya devam
ediyorlar. Projede emeği geçen üniversite akademisyenlerimize ve yurtdışı iş
geliştirme komisyonumuza emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum.
Gastro Sakarya için
çalışmalar başladı
Odamız Kültür Komisyonu ile
ilimizin gastro turizminde yer alması için öncü olacak bir kitap çalışması
başlattık. Sakarya Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi akademisyenlerinden
oluşan ekip, köy köy, ilçe ilçe saha çalışmalarını yürütüyor. Bu birikimden
yola çıkılarak Sakaryalı mutfak ustaları ile gastronomi rotasında noktalar
oluşturulacak. Temel amacımız, mutfak zenginliklerimizi, mutfak kültürümüzü ve
yöresel gıda ürünlerimizi hafızaya almak, etkin ve doğru tanıtmaktır.
Gastronomiyi sürdürülebilir bir turizm değeri olarak da kullanabilmeliyiz.
Ayrıca Gastro Sakarya Projesi ile UNESCO’nun bu dönem onayladığı 7 şehir
arasına girmeyi amaçlıyoruz” dedi.
Ekonomideki Olumlu
gelişmeler
Başkan Altuğ, ekonomideki
gidişatın olumlu bir ivme yakalamaya başladığını ifade ederek şunları dile
getirdi:
“Dünyadaki gelişmeler
ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olmamızı söylüyor. Biz iş dünyası olarak bu
süreçten en az hasarla ve hatta kazançla çıkabilmek için üretmeliyiz. Hem
tarımsal üretim hem sınai üretimin çıkış yolumuz olduğunu bir kez daha dile
getirmek istiyorum. Bu süreçte sadece üretmek yeterli de değil. Teknolojiyi
yakından takip ederek e- ticarete de ağırlık vermeli yeni nesil ticaret
yöntemlerine eğilmeliyiz
2019’da uygulamaya konulan; Sanayi
Strateji Belgesi, İvme Paketi ve 3 yıllık Yeni Ekonomi Programı’nın uygulamaya
konulması ile ekonomik sıkıntıların azaldığını söyleyebiliriz. Banka ve mevduat
faizlerindeki indirimin katkısı olmuştur.
Bunun yanısıra 2019 yılı
ekim ayında otomotiv satışlarında bir önceki yılın ekim ayına göre yüzde 127.5
oranında artış söz konusu. Ayrıca konut satışlarında 2019 üçüncü çeyreğinde bir
önceki döneme göre Sakarya’da % 40 Türkiye’ de % 42 artış var. Beyaz eşya
satışlarında da ekim ayında bir önceki aya göre ürün grupları bazında ise yüzde
26 artış gerçekleşmiştir. Söz konusu
artışlar bize ticari yaşamda olumlu bir hareketlenme ve dipten çıkış
başladığını gösteriyor. Bu ekonomik düzelmenin sürekli olması ve Türkiye’nin
büyümeye devam etmesini temenni ediyorum”dedi.
Tarım arazilerinde
sanayileşmeye müsaade etmeyiz
Başkan Altuğ şehirdeki
gelişmeler ile ilgili yaptığı değerlendirmede şunlara da değindi: 1994 yılında
Toyota’nın yatırımı 1. OSB’nin kurulması ve yatırımcıların gelmesi ve diğer OSB’lerin
kurulması ile gelişme trendine girmiş ve bu süreç devam ediyor. Biz her şehrin
lokomotif kurumu olarak hem güneyde hem kuzeyde birer OSB ihtiyacı olduğuna
inanıyoruz ve bu konuda çalışma yürütüyoruz. Avrupa’da şehrin yüzölçümünün
yüzde 2’si oranında bir alanın mutlaka sanayi alanları olarak kullanılması
gerekiyor. Bizim ilimizde bu oran yüzde bir oranında bile değil. Tarım
alanlarına zarar vermeden sanayileşmenin devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Şehrin
hem güneyinde hem kuzeyinde OSB çalışmalarımız olacaktır. Tarım alanlarında
sanayileşmeye asla müsaade etmeyiz. OSB’lerde tek şartımız var; çevreye ve
insana zararlı yatırımlara, bölge içerisinde çevreyi kirletebilecek her türlü
yatırıma ve yönetimsel her türlü uygulamaya karşı olacağız. OSB’ler tamamen
doğa dostu ve insan odaklı olarak yapılmalıdır”