CHP
Grup Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, AKP’nin 2023 hedefinin
Türkiye’yi 10 ekonomi arasına sokmak olduğu hatırlatarak, “2021’de ilk 20
liginden düştük. 2022 itibariyle 23. sıraya geriledik. Ne yazık ki 2023’e, 23. ülke olarak gireceğiz.
Erdoğan ve çevresi halka büyüme masalları anlatırken, ekonomimiz tam 170 milyar
dolar küçüldü” dedi.
Engin Özkoç, Meclis’te
düzenlediği basın toplantısında sözlerine, Bursa Osmangazi ilçesindeki terör
saldırısında yaşamını yitiren infaz koruma memuruna Allah’tan rahmet,
yaralılara acil şifa dileyerek başladı, terör saldırısını lanetledi.
“YANGIN
MEVSİMİ YAKLAŞIYOR, SÖNDÜRME UÇAKLARI ALIN!”
Özkoç, gündeme ilişkin
değerlendirmelerde bulunurken, yaz mevsiminin yaklaştığını, orman yangınlarına
karşı önlemlerin bir an önce tamamlanması gerektiğini söyledi. Özkoç,
geçtiğimiz Temmuz ayında Antalya’nın Manavgat ilçesinde başlayan büyük orman
yangınına işaret ederek, özetle şu değerlendirmede bulundu:
“Kendi sosyal medya hesabımdan neredeyse her
gün iktidarı uyarıyorum; ‘Havalar ısınmaya başlıyor, yangınların çıkma ihtimali artıyor. Uçak aldınız
mı?’ diye… Geçen yıl Temmuz ayında Antalya'nın Manavgat ilçesinde başlayan
orman yangını, tam 2 hafta sürdü... 3 insanımız hayatını kaybetti, 7 bin'e
yakın hayvan telef oldu, onlarca insan yaralandı, binlerce dönüm tarla, bahçe,
sera yandı ve 127 bin hektarlık orman alanı kül oldu. Tahmini ekonomik kayıp; 2
milyar lira civarında. Birincisi, THK’nın 7 yangın söndürme uçağının havalanabilmesi
için 5 milyon dolar gerekiyor, yani 75 milyon lira. Türk Hava Kurumu
uçaklarının üst modeli CL-415'in fiyatı 30-35 milyon dolar civarında. Bugünkü
kur hesabıyla bile, sadece ekonomik maliyet düşünüldüğünde 5 uçak eder.
Bizim kaybettiğimiz ormanların,
kaybettiğimiz canlıların, bunların yerini parayla telafi etmek mümkün değil
elbette. Ama bu zararı maddi hesap olarak bile hesaplarsak, Türkiye bu zarara
maruz kalmadan 5 tane uçak satın alabilirdi. Peki, bunun için bir şey yaptık
mı? Bilen var mı? Uçaklar alındı mı? Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı 13
uçağına binip seyahat etmeye devam ediyor. Ama tek bir yangın söndürme uçağı
dahi alınmadı. Bunu buradan uyarıyoruz: yangın söndürme uçaklarının bir an önce
alınmasını talep ediyoruz.”
“YANDAŞIN
HUZUR HAKKINI DÜŞÜNENLER, EMEKLİNİN YAŞAM HAKKINI UMURSAMIYOR”
Engin
Özkoç, Türk Hava Yolları’nın huzur hakkını yaklaşık 3 kat artırarak
25 bin liraya çıkartıldığı bir dönemde, emeklinin bayram ikramiyesine 100 lira
bile artış yapılmamasını eleştirdi. Özkoç özetle şunları söyledi:
“Emeklinin yaşam hakkı hiçe
sayılıyor. Bugün tüm emeklilerin gözü kulağı Meclis’te AKP Grup Toplantısındaydı.
Cumhurbaşkanından müjde bekliyorlardı. Türk Hava Kurumu'ndaki yönetim kurulu
üyelerinin aldıkları huzur hakkını 8000'lerden 25000'e çıkartan Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın politik anlayışı, emeklilere de bayram ikramiyesinde 100 lira olsun
artış yapar diye bekliyorlardı. Oldu mu? Hayır. Erdoğan kur korumalı mevduatla
parası olanı, kendisinin atadığı bürokratları ve çevresini saran yandaşları
korumak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Ama milyonlarca emekliyle ilgili
en ufak bir adım atmıyor.”
“TÜRKİYE
2023’E 23. ÜLKE OLARAK GİRECEK”
Özkoç, IMF’nin son yayımladığı
Ekonomik Görünüm Raporu’nda yer alan Türkiye’ye ilişkin öngörüleri değerlendirdi.
Özkoç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saray’a çıkarken 2023’te Türkiye’yi ilk 10
ekonomi içine sokmayı hedeflediğini anımsatarak, Türkiye’nin 2021’de ilk 20
ülke listesinden düştüğünü, 2022’de ise 23. Sıraya gerilediğini belirtti. “Türkiye
ne yazık ki 2023’e 23.ekonomi olarak girecek” diyen Özkoç, özetle şunları söyledi:
“2022 itibariyle 23'üncü sıraya
düştük. Nüfusu 25 milyon bile olmayan Tayvan, 40 milyonu bulmayan Polonya
ekonomisi, 85 milyonluk nüfusu olan Türkiye'yi geçtiler. Tayyip Erdoğan ve
çevresi halka büyüme masalları anlatırken, ekonomimiz tam 170 milyar dolar
maalesef küçüldü. Gerçek bu; Erdoğan saraya çıktığından bu yana enflasyon
katlandı. Faizler katlandı, devletin borcu üçe katlandı. Vatandaşın bankalara
borcu ikiye katlandı. Bugün milletimizin bankalara olan borcu 1 trilyon lirayı
aştı. Vatandaş pazar alışverişinde bile kredi kartı kullanıyor. Çünkü
vatandaşın cebinde para yok. Borçlar katlanıyor. İcra dosyası Türkiye'de 23,5
milyonu buldu. İnsanlarımız icrada, icra kapılarında sürünüyor. Çare var mı?
Çare biziz, çare üretim. Çare sarayı değil, milleti düşünmek. Çare çiftçiye
destek olmak, yandaşa değil. Çare esnafa destek olmak. Çare katma değer
ürünleri üreten iş insanlarımıza destek vermek, çare fabrika açmak. Çare
topraklarımızı tekrar üretimle bereketlendirmek. Çare ekonomiyi büyütmek, çare
demokrasi, çare adalet... Eğer bunlar sağlanırsa, ülkeyi yönetenlerin yüzü millete
dönerse, Türkiye hızlıca çok iyi bir noktaya gelir. Biz bunu yapacağız, Millet
İttifakı olarak yapacağız, Cumhuriyet Halk Partisi olarak yapacağız, bunun için
çalışıyoruz. Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda, milletimize verdiğimiz
sözleri tek tek yerine getireceğiz.”
“AKP’NİN
SIĞINMACILARLA İLGİLİ TEK BİR POLİTİKASI YOK”
Sığınmacılarla ilgili
tartışmalara değinen Özkoç, Türkiye’nin kayıtdışı olanlarla birlikte yaklaşık 8
milyon göçmen barındırdığını belirterek, sorunun müsebbibi olan AKP’nin çözüm için
tek bir politikası bulunmadığını belirtti. Özkoç, şunları söyledi:
“İktidarın sığınmacılarla da
ilgili kafası çok karışık. 10 yılda geldiğimiz nokta sığınmacılarda şudur:
Türkiye yaklaşık 8 milyonla dünyada en fazla sığınmacı bulunduran ülke. Sığınmacı
sorununu Türkiye'nin başına saran, kontrolsüzce bu noktaya ulaşmasına neden
olan AKP iktidarının çözüm için tek bir politikası yok. Soylu konuşuyordu ya,
gerçekleri söylemiyor. Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor, gerçekleri söylemiyor.
Onlar kafaları karışık, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Sorunu bilen, çözümünü
bilen Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Erdoğan anket göstergelerine göre hala söylem belirleme derdinde. Bir ay içinde
bize 2 farklı istikamet gösterdi. Bir göndermeyeceğiz diyor, bir göndereceğiz
diyor. Bir adım, yol haritası, politika ortada yok.
Mesele şu: Cumhuriyet tarihi
boyunca 1923'ten, 2011'e kadar Türkiye'ye gelen mülteci sayısı toplam 2 milyon.
Son on yılda bunun tam 3 katı artış olmuş. Neden? Tayyip Erdoğan böyle istedi
diye. 8 milyon nüfusa ulaşamayan dünyada o kadar çok ülke var ki... Biz bir
ülke nüfusu kadar bir nüfusu aldık, sığınmacı olarak Türkiye'ye kabul ettik.
Avrupa kapılarını kapattı. Bize dediler ki, ‘Bu sığınmacılar sizde olsun. Size
şu kadar para vereceğiz.’ İşte parayı çok seven AKP iktidarı ve Recep Tayyip
Erdoğan bunu kabul etti ve şimdi Türkiye bu çıkmazın içerisinde. Bunun çaresi;
burada bulunan göçmenlerimizin, Suriye'den, Afganistan'dan gelen göçmenlerin
kendi rızalarıyla kendi ülkelerine dönecek diplomatik doğru girişimleri yapmak.
İsrail'le görüşüyorsun; İsrail Filistin'e saldırıyor. Ne taraftasın? Kendi
politikanı hala belirleyemedin. Yüzün İsrail'e mi dönük, Filistin'e mi dönük?
Sen kendi durumuna göre, rantına göre, parana göre, dolarına göre hareket
ediyorsun ama Esad'la görüşmüyorsun. Hala orada askerlerimizin durumu belli
değil, hala orada politik bir girişim yok, diplomasi yok. Bunu kim yapacak?
Bunu Cumhuriyet Halk Partisi yapacak. Komşularıyla doğru ilişkilere girecek ve
burada yaşayan sığınmacıların hakları, hukukları korunarak, güle oynaya
Suriye'ye gitmeleri sağlayacak.”
“ALMANYA’DAKİ
ZİRAAT BANKASI KİMLERE, NE ŞEKİLDE, NE KADAR KREDİ VERDİ?”
Almanya Mali Denetim Otoritesi’nin,
Almanya'daki Ziraat Bankası International AG’ye kayyum benzeri bir temsilci
atadığını belirten Özkoç, toplantının yapıldığı saatlerde Ziraat Bankası’ndan
konuya ilişkin bir açıklama gelmemesini eleştirdi. Özkoç, “Düşünebiliyor
musunuz? Bir Türk bankasına Almanya'daki, bizim Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu'na denk bir kurum, kayyum atadığını açıkladı. Gerekçesi?
Ticari işlemler ve kredilerde usulsüzlük. Almanya ayrıca kara parayla
mücadelede etkin çalışma yapılması için de böyle bir adım atıldığını söylüyor.
Karar Almanya'da 11 Şubat 2022'de alındı. Ataması, 4 Nisan 2022'de gerçekleşti
ve resmi açıklama 19 Nisan'da (dün) yapıldı. Hem Türkiye'nin hem de devletin en
büyük bankası olan Ziraat Bankasından neden tek bir ses çıkmadı… Ziraat
Bankası'nın bağlı olduğu Türkiye Varlık Fonu'ndan, Fon Yönetim Kurulu Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan'dan da tek bir kelime yok. Anlaşılıyor ki AKP iktidarı
sadece Türkiye'deki kamu bankalarını değil, yurtdışındaki kamu bankalarını da
yandaşlarına kıyak çekmek için kullanmış” şeklinde konuştu.
“NE
YAPARLARSA YAPSINLAR YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
Engin Özkoç, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında 6’lı masaya yönelik dile
getirdiği eleştirilerin sorulması üzerine, şu yanıtı verdi:
“Hem AKP iktidarı hem de
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'deki yaptıkları yanlış politik
uygulamalar ve ekonomik uygulamalar neticesinde Türkiye'yi bir yoksulluğa, bir
açlığa terk ettiklerinin farkındalar. Kendi belediye başkanları bile ekmekle
ilgili kupon dağıtma noktasına geldi. Açlığı ve yoksulluğu eleştiren Cumhur
İttifakı'nın içindeki milletvekilleri partilerinden atılır noktaya geldi. Bu
noktaya gelen AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan, 6'lı masanın sadece kendi
siyasi çıkarları doğrultusunda değil, ülkenin geleceği için, milleti için birlikte
yürüttükleri politikadan büyük öfke duyuyor. Rahatsızlık duyuyor. 6'lı masa millet
için yürüdükleri yolda başarıya ulaşırlarsa, kendi koltuklarını kaybetmekten
korkuyor. O yüzden içlerindeki öfke ve içlerindeki niyet kelimelere dökülüyor.
Onlar istiyorlar ki, 6'lı masa birbirine düşsün. Birbirine düşen, Cumhur
İttifakı'nın içindekilerdir. Birlikte yola çıktıkları arkadaşlar artık o yolda
Recep Tayyip Erdoğan'la yürümek istemiyorlar, artık beraber yol arkadaşlığı
yapmak istemiyorlar. Milletvekilleri dahi artık seslerini çıkartarak, bu
haksızlığa ‘durun’ diyor. İşte tüm bunlar onları gerçekten paniğe sürüklüyor.
Ama onlar ne yaparlarsa yapsınlar, biz milletimiz için birlikte yürüyüşümüze
devam edeceğiz ve aldığımız sonuç demokratik, özgür, adaletli bir Türkiye’nin
yolunu açacak.”