Prof. Dr.
Mehmet Köroğlu, yeni tip koronavirüsün uğradığı mutasyonları ve aşıların mutant
virüse olası etkilerini değerlendirdi.
RNA
moleküllerinin koronavirüslerin genetik kodunu taşıdığını söyleyen Prof. Dr.
Mehmet Köroğlu, “Mutasyon, virüslerin genetik kod dizisinde meydana gelen bir
değişimdir. Genetik kodlar DNA ve RNA ile taşınabilmektedir. Koronavirüsün
genetik kodlarını taşıyan RNA molekülleridir ve bu moleküller, doğası gereği
mutasyon oluşumuna daha yatkındır. Grip
(infulenza) ve HIV gibi virüsler RNA virüsleridir, sıklıkla mutasyon
geçirirler. Bazı mutasyonlar neticesinde virüste hiçbir değişiklik meydana
gelmezken, bazı mutasyonlarda ise virüste yapı veya fonksiyon değişikliğine neden
olabilirler” ifadelerine yer verdi.
“Virüs şimdiye kadar pek çok mutasyon
geçirdi”
Salgının ilk
dönemlerinden beri virüsün birçok değişikliğe uğradığını belirten Köroğlu,
“SARS-CoV-2 virüsü Çin’de ilk ortaya çıktığı dönemden beri bilim insanlarınca
RNA’sında meydana gelen değişiklikler takip ediliyor. Salgının çok erken
dönemlerinden beri virüsün birçok değişikliğe uğradığını ve daha önce de
varyantları olduğunu biliyoruz. Dünya Sağlık Örgütüne bildirilen üç belirli varyant
oldu. Birleşik Krallık’ta, Güney Afrika’da ve Brezilya’da tespit edildi. Bu
varyantların RNA’larında ortak bir değişiklik olduğu öğrenildi, biz buna N501Y
mutasyonu diyoruz” şeklinde konuştu.
Bilim
insanlarının mutant virüslere odaklanmasının her üç varyantın görüldüğü
ülkelerdeki vaka sayısındaki artışla ilişkili olabileceğine değinen Köroğlu,
“Mutant virüslerle ilgili daha şiddetli hastalığa, yüksek bir ölüm oranına veya
herhangi bir farklı klinik belirtiye neden olduklarına dair herhangi bir veri
yoktur. Mutasyon aslında insan vücudunda çoğalırken ortaya çıkan bir hatadır.
Bir virüste mutasyon meydana geldiyse, bu virüsün bulaştığı kişilerdeki
virüslerde de bu mutasyon olacak ve hatta üzerine yeni mutasyonlar meydana
gelecektir. Dolayısıyla virüs bir bölgede yayılırken mutasyon geçireceği için
yapısında o bölgeye özel mutasyonların geliştiğini görürüz” dedi.
“Sakarya’ya özgü mutasyonlar olabilir”
Türkiye’ye ve
hatta Sakarya’ya özgü mutasyonların olmasının kaçınılmaz olduğundan bahseden
Köroğlu, “Mutasyonlar pasaport damgası gibi davranır. Bundan sonra nereye
giderseniz gidin, pasaportunuzdaki önceki damgalar nerede olduğunuzu hala
gösterir. Moleküler genetikçiler bu bilgiyi koronavirüs ve diğer birçok
mikroorganizma için aile ağaçları oluşturmakta, virüsün seyahat rotalarını
izlemekte ve bir kişiden diğerine ne kadar hızlı ve kolay yayıldığı gibi
soruları yanıtlamakta kullanırlar. Dolayısıyla Türkiye’ye ve hatta Sakarya’ya
özgü mutasyonlar olması kaçınılmazdır. Bunun takip edilebilmesi için virüs
RNA’sının dizilenmesini gerektiren ileri düzey bir tanı yöntemi
kullanılmaktadır. Türkiye’de de başta Halk Sağlığı Kurumu olmak üzere dizileme
işlemini yapan çeşitli kurumlar, bölgemize özel mutasyonların ortaya konulması
için çalışmalar yapmaktadırlar” diye konuştu.
Köroğlu,
mutant virüslerin tespiti için çeşitli tanı testlerinin kullanıldığını
söyleyerek, Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi laboratuvarında mutasyonu
saptamaya yönelik testlerin Ocak ayından beri mevcut olduğunu ifade etti.
SARS-CoV-2 için aşının uzun süre koruyucu mu olacağı yoksa belirli aralıklarla
aşı içeriğinin değişme gerekliliğinin olup olmayacağı konusunun belirsizliğini
korumakta olduğunu belirten Köroğlu, “Salgının dinamikleri değişken, her geçen
gün edindiğimiz bilgiler artıyor. Ancak şu noktada, çoğu bilim insanı, şu anda
geliştirilmekte ve onaylanmış olan birçok aşının bu üç varyant üzerinde
etkinliğinin devam ettiğini düşünüyor. Çünkü bu aşılar, bir dizi antikor ve
hücresel aracılı bağışıklık yanıtı ortaya çıkarıyor” ifadelerini kullandı.
“Virüsle mücadelede aşı her zaman
önem taşıyor”
Virüsteki
mutasyonun bu aşıları etkisiz hale getirmeyeceğinin düşünüldüğüne değinen
Köroğlu, “Şu anda dünyanın dört bir yanındaki laboratuvarlarda bunu doğrulamak
için yapılan çalışmalar var. Bu aşıların belki de bu varyantlardan birine veya
her üçüne karşı daha az etkili olma ihtimalinde, influenzada olduğu gibi
aşıların bileşimini oldukça hızlı bir şekilde değiştirmek mümkün olacaktır”
şeklinde konuştu.
Virüsün
hızla yayılımında mutasyon dışında birçok sebebin olabileceğini ifade eden
Köroğlu, “Mutasyon dışında belli bölgede yaşan insanların önlemlere uyumu,
iklimi, nüfusu ve benzeri etkenlerde önem taşıyor. Bu durumun sadece mutasyonla
ilişkilendirilmeden önce geniş epidemiyolojik çalışmalarla desteklenmesi
gerekmektedir. Vatandaşların mevcut önlemlerimiz olan maske, mesafe, hijyen
konularında bulaşı önlemek için oldukça etkin silahlar olduğunu unutmamalıdır”
dedi.