SAU İlahiyat Fakültesi YouTube kanalında canlı olarak
yayınlanan konferansın moderatörlüğünü İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Kenan Mermer yaptı. Doç. Dr. Mermer, programın girişinde Prof. Dr. Bilal
Kemikli’nin biyografisi hakkında bilgi verdi.
Prof. Dr. Bilal Kemikli, konuşmasının başında tefekkür
kavramı hakkında konuştu. Ramazanın bize güzellikler kazandıran bir mevsim
olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kemikli, tefekkürün bu bağlamda güzel ahlak,
güzel söz söyleme, güzel niyet olarak anlaşılması gerektiğini söyledi. Prof.
Dr. Kemikli bu bağlamda şu ifadeleri kullandı: “Güzel düşüncenin temelinde
insanın kendisini tutması vardır. Oruç tutmaktan murat insanın kendini
tutmasıdır. Neyden tutacağız? Allah’ın meşru kıldığı, helal kıldığı nimetleri
belli bir dönem, belli bir vakit dâhilinde kendimize yasaklayacağız. Bu anlamda
şimdi kendimi tutabilmem için niyet etmem gerekiyor. Sahura kalkacağım ve
sahurda niyet edeceğim. O zaman niyetimi benim düşünmem, niyetimi tefekkür
etmem, niyetimi tahkim etmem icap ediyor. Yani niyet fevkalade önemli. ‘Ameller
niyetlere göredir’ hadîs-i şerifini burada hatırlarsak niyet, hayatın bütün
yönleri içerisinde merkezde olan bir kavramdır. Tabi niyet edeceğim, kendimi
tutacağım ama kendimi tutmam için de bir irademin olması lazım. Daha doğrusu
niyet etmek de iradeyle alakalı bir konu. İrade bizi murada, isteğe götürecek
ve bu kendini tutma süreci içerisinde mütemadiyen bir dinginlik halini, ruh
halini yaşayacağım. İşte tefekkür burada devreye giriyor.”
Tefekkür kavramı yanında bir de hikmet kavramını bu bağlamda
hatırlamak gerektiğini belirten Prof. Dr. Kemikli, hikmetin evvelemirde insanın
kendi sınırını bilmesi olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Kemikli, “Yani insanın
kendini tutması, insanın niyetini tamir ve tadil etmesi, aynı zamanda hikmete
ram olması anlamına geliyor. İşte hikmet tefekkürün neticesinde ortaya çıkıyor.
Ramazan mahiyetinde sahura kalkmak, iftar yapmak, hatta iftar sofrasında
dostları misafir etmek, teravih namazı kılmak, mukabele okumak ve Ramazanın bu
son on gününde kadir gecesini aramak, itikâfa girmek bütün bu anlattıklarımız,
bütün bu kavramlar zihin dünyamızı, gönül dünyamızı inşa eden, Ramazanımızı
tahkim eden bütün bu kavramlar, tefekkürle alakalıdır. Tefekkürün neticesi de
bizi hikmete götürecektir. Yani Ramazan bizi hikmete götürecektir. Hikmetten
anladığımız en temel şey ne? İnsanın kendini bilmesi, sınırını bilmesi. Sınırlı
bir varlığız, aciz bir varlığız, bu acziyetimizin farkına varmak.” şeklinde
konuştu.
Ramazanın bize kazandırdığı tefekkürün, bizim güzel
düşüncelere ve güzel niyetlere sahip olmamızı temin ettiğini vurgulayan Prof.
Dr. Kemikli, bu güzellikleri temin etmenin ilim ve amel yoluyla olacağını
kaydetti. Prof. Dr. Kemikli konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi: “Ramazan
ayında ilim de var. Ramazan fıkhı var. Ramazanla ilgili âyet-i celîleler var.
Oruçla ilgili hadîs-i şerîfler var. Bütün bunlar üzerinde okumalar yapıp,
ilmimizi artırıp, onu hale dönüştürmek, amele dönüştürmek bizi tefekkür
boyutunda bereketli bir hale tebdil edecektir.” Ramazanın bizi düzene sokan bir
mevsim olduğu belirten Prof. Dr. Kemikli, “Evvelemirde saatimizi düzene
sokuyor, beden saatimizi, ruh saatimizi düzene sokuyor. Bu düzenle birlikte biz
bir düşünce bir perspektif elde etmiş oluyoruz.” dedi.
Konuşasının devamında “Ramazan medeniyeti” kavramına dair
açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kemikli, “Ramazan gerçekten teravihleriyle,
muhabbetleriyle, sözleriyle, sohbetleriyle, tefekkürüyle bir medeniyet ortaya çıkartıyor.
Ama en önemlisi fakirin, fukaranın gözetildiği, garip gurabanın derdine derman
olunduğu bir süreçtir.” şeklinde konuştu.
Ramazanda çok önemli olan kavramlardan birinin de muhasebe
olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kemikli, “Aslında muhasebe kavramı bizim
geleneğimizin her evresinde var. Geleneğimizde muhasebe-i nefs diye bir kavram
var fakat bunu unuttuk. Bugün Allah için ne yaptın, bugün insanlara bir faydan
oldu mu? Bu Ramazan bir mevsimdir, bu mevsimde itikafa girelim ya da girmeyelim
en azından empati yaparak sahurla iftar arasındaki zaman dilimi içerisinde bir
nefis muhasebesini geçirmemiz lazım. Son on bir ayda ne yaptım, hangi konuda
kendimi geliştirdim, kime ne faydam oldum. Yani Müslüman topluma faydalı olan
kişi. İyi insan kimdir? Güzel ahlaklı, güzel düşünceli. Ama bu güzel ahlak ve
güzel düşünce tek başına bir şey ifade etmez. Bu güzel ahlak ve düşünceyle
insana dokunan, topluma dokunan insandır.” dedi.
Ramazanla ilgili olarak murakabe kavramına da dikkat çeken
Prof. Dr. Kemikli, “En temelinde murakabe kevnî âyetler üzerinde düşünmektir.
Tamam, mukabele yaparken o âyetler üzerinde düşünüyoruz ama bir de kevnî
ayetler var, tabiat var, insan var, akan su var, yağan yağmur var, uçan kuş
var. İşte denizin kenarındasınız dalgalar var. Uçuyorsunuz havada uçakla
bulutların arasındasınız bunlar üzerinde tefekkür etmek lazım. Çünkü Rabbimiz
diyor ki ‘Sen bunları boşuna yaratmadın’. O zaman bu murakabe ve muhasebe bizi
tefekküre götürecek ve bu tefekkürle ortaya çıkacak hikmet medeniyeti
oluşturacak.” şeklinde konuştu.
Ramazanda uzletin önemine de değinen Prof. Dr. Kemikli,
“Uzlet ister zorunlu ister ihtiyarî olsun sizi yetiştiren yöndür. Topluma
yetişerek hizmet edersiniz. Birilerinin oluşturduğu gündemi takip ederseniz
siz, siz olamazsınız. Dolayısıyla kimseye dokunamazsınız. Dokunsanız da problem
çıkar. Çünkü siz de onlardan birisisiniz. Kendimizi yabancılaştıralım,
ötekileştirelim anlamında söylemiyorum.” dedi.
Prof. Dr. Bilal Kemikli, konuşmasının sonunda öğrencilere
bazı tavsiyelerde bulunduktan sonra sözlerini tamamladı.