“Ey Allâh (c.c.)’un Resûlü! Nefsim bana galebe çaldı” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.) de ona:* “Şunu bil ki göklerin kapıları senin için açıldı ve bütün melekler seninle iftihar ettiler”* buyurdular. Sonra da Ashâbı (r.a.e.)’e dönerek “Kardeşinizin duâsından yararlanınız!” dediler. Bunun üzerine sahabilerin her biri ondan kendileri için duâ etmesini istediler. Hz. Peygamber (s.a.v.) de ona, hepsine birden duâ etmesini söylediler. O da şöyle duâ etti: “Rabb’im! Takvâyı onlar için azık eyle ve kendilerini hidayet üzerinde bir araya getir!” Hz. Peygamber (s.a.v.) de onun için: “Ey Rabb’im! Sen onu muvaffak eyle!” diye duâ ettiler. O da: “Allâh’ım! Onları cennetlik eyle!” dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v.)’e bir gün kızgın kumlar arasında yatıp yuvarlanarak kendi kendisine; “Ey nefis! Geceleri uyku, gündüzleri ise tembellikle geçirir, sonra da cenneti umarsın” diyen biri geldi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) Ashabı (r.a.e.)’e: “Kardeşinizden duâ talep ediniz!” buyurdular. Sahabiler de ona: “Bizim için Allâh (c.c.)’a duâ et!” dediler. Adam:
“Rabbim! Onları hidayet üzerinde biraraya getir!” diye duâ etti. Sahabiler biraz daha duâ etmesini söylediler. Adam bu kez: “Ey Allah’ım! Takvâyı onlara azık yap!” dedi. Sahabiler bir kez daha duâ istediler. Hz. Peygamber (s.a.v.) de: “Kardeşlerinize biraz daha duâ et!” buyurdular. Bunun üzerine adam: “Ey Rabbim! Onları muvaffak eyle! Kendilerini cennetine kabul eyle!” dedi.
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, c.3, s.80-81)
Mevlâna Takvimi