Sakarya Barosu Kadın Hakları Merkezi ‘25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne dikkat çekmek amacıyla kamuoyu ile bir basın açıklaması paylaştı.
EN VAHİM ÖRNEK!
Gerek ülkemizde gerek ilimizde kadına yönelik şiddet olaylarının her geçen gün artış gösterdiğine vurgu yapılan basın açıklamasında, meclise sunulan tecavüze uğrayan çocukların tecavüzcüleri ile evlenmesi halinde suça af getiren önergeye yönelik atıfta bulunuldu.
Bu önergenin kadına yönelik şiddetin en vahim örneği olduğu belirtilen açıklamada devlet tarafından yapılan bazı çalışmaların da bu yaraya merhem olmadığı, bir an önce doğru adımların atılarak toplumun her alanına yansıyan şiddet vakalarının önüne geçilmesi gerektiği belirtildi.
EĞİTİM SİSTEMİ DEĞİŞMELİ
“Bu konuda alınabilecek en önemli tedbir veya çare, eğitim sistemimizin yeniden düzenlenerek, öz değerlerine sahip insanların yetiştirilmesidir. Ancak öz değerlerine sahip insanların kuracağı sağlam aileler ile bu sorun aşılabilir.” şeklinde ifade edilen mesajda ancak eğitim sisteminde yapılacak köklü düzenlemeler ile bu vakaların önüne geçilebileceğine dikkat çekildi.
Sakarya Barosu Kadın Hakları Merkezinin 25 Kasım Uluslar arası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü için yayımlamış olduğu basın açıklamasının tamamı şu şekilde.
SAKARYA BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ
25 KASIM ULUSLARARASI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE GÜNÜ
BASIN AÇIKLAMASI
25 Kasım 1960’da Dominik Cumhuriyetindeki diktatörlüğe karşı mücadele eden Mirabel Kardeşlerin tecavüz edilerek vahşice öldürülmesinin ardından 39 yıl sonra 1999’da 25 Kasım tarihi, Birleşmiş Milletler tarafından ‘’Uluslararası Kadına Karşı Şiddete Hayır’’günü ilan edilmiştir.
KADIN ÖRGÜTLERİNİN TEPKİSİ
Kadına yönelik şiddetle her alanda başlatılan mücadeleye rağmen günümüzde kadına yönelik şiddet, tüm dünyada bütün acımasızlığı ile sürmektedir. Ülkemizde tam da 20 Kasım Çocuk Hakları, 25 Kasım Kadına yönelik şiddetle mücadele günü öncesi özelikle 15 yaş altındaki mağdur durumdaki kız çocuklarının tecavüzcüsüyle evlenmesi halinde tecavüz edenin affını getiren tasarının yasalaştırılmaya çalışılması, kadınlara yönelik şiddetin en vahim örneğini teşkil etmektedir. Neyse ki, özellikle kadın örgütlerinin ve toplumun duyarlı kesiminin tepkili yaklaşımları bu tasarının yasalaşmasını engellemiştir.
YARAYA MERHEM OLMADI
Kadınlar hayatlarının her alanında, eğitim, yaş, sosyo ekonomik durum ayırt etmeksizin şiddet görmekte, hatta gördükleri şiddet sonucu hayatlarını kaybetmektedir. Daha yakın zamanda evine gitmek için binmiş olduğu otobüste şort giydi diye tekme atılarak darba maruz kalan kadınları, medeniyet söylemleri de kurtaramamaktadır.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet konusunda devlet tarafından yapılan çalışmalar yaraya merhem olamamıştır. Olayın esasına inmeyen, medyatik bir takım çıkışlar ile soruna çözüm getirilmesi mümkün değildir. Bulunduğumuz Sakarya İlinde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezinde 4 Ocak 2016-22 Kasım 2016 tarihleri arasında 6284 sayılı kanun kapsamında 1876 vaka kayıt altına alınırken 2015 yılında kayıt altına alınan vaka sayısı 1470’dir. Vaka sayısında azalma yerine artış olduğu görülmektedir.
CEZA CAYDIRICI OLMUYOR
Önemli olan şiddet uygulanmasından sonra bir takım müdahalelerin yapılması değil, şiddetin uygulanmasının önüne geçilmesidir. Bu konuda, genelde olayın mağduru olan kadınlar eğitilmekte, şiddete uğradıktan sonra nerelere müracaat edecekleri, haklarının neler olduğu gibi bilgiler verilmektedir. Unutulmamalıdır ki şiddeti uygulayan genelde erkektir. Erkeğin bu konuda eğitilip, bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu eğitim sadece alınacak cezaların anlatılmasından ibaret olmamalıdır. Erkek, bu olayın yanlışlığını idrak etmeli, tam bir kararlılıkla ve inanarak bundan vazgeçmelidir.
EĞİTİMLE BAŞLANMALI
Bu konuda alınabilecek en önemli tedbir veya çare, eğitim sistemimizin yeniden düzenlenerek, öz değerlerine sahip insanların yetiştirilmesidir. Ancak öz değerlerine sahip insanların kuracağı sağlam aileler ile bu sorun aşılabilir.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü`nün adına yakışır bir şekilde tüm dünyada kadınların uğradıkları şiddetin ortadan kalkması için bir başlangıç noktası olmasını temenni ediyoruz.
KADIN HAKLARI MERKEZİ