“Beni ikna edebilirsiniz,
velileri ikna edebilirsiniz,
hatta kendinizi bile ikna edebilirsiniz ancak depremi ikna edebilir misiniz?
Ben söylemedim, Milli Eğitim Müdürlüğü söyledi.
Depreme dayanıklı olmayan 21 okul binası yıkılıp yeniden yapılmalı, yoksa ilk depremde yıkılır dedi.
Belge mi, belgem var
Gösteriyorum, inanmıyorsunuz.
Arkadan dönemin Valisi açıklama yaptı. Raporları doğruladı, Özkoç’un söyledikleri doğrudur dedi.
Belgem var mı, var, inanmıyorsunuz.
Arkadan bakan açıklama yaptı, tüm bilgileri teyit etti. Belgem var mı, var. İnanmıyorsunuz.
Bunların hepsini yalanlayarak beni inandırmaya çalışıyorsunuz. Velileri, inandırmaya çalışıyorsunuz. Sakarya’yı inandırmaya çalışıyorsunuz.
Ben tüm iddialarımla ilgili belgeleri teker teker ortaya koyarken, siz sadece sözle yetiniyorsunuz.
Belge istiyorum; Okulların deprem raporlarını önümüze koyun.
Güçlendirilmesi gereken okulları, yıkılması gerekenleri, bunlara ilgili oluşturulmuş eylem takvimini ve depreme dayanıklı olan okulların hepsini, kararlarınıza dayanak olan raporlarıyla birlikte kamuoyuna açıklayın.
Meydana gelecek ilk depremde 21 okuldan bir tanesi yıkılırsa, çocuklarımızın biri zarar görürse, dünyadayken yakanızı bırakmam. Ama’yla fakat’la başlayan hiçbir mazareti kabul etmem. Bunu söylüyor ve kayıtlara geçiriyorum; önlem alınsın diye ortaya koyduğumuz gerçekleri yalanlayanları, cezaevine sokana kadar bütün varımı, yoğumu, herşeyimi harcarım.
Bir sözüm de velilere;
Yıllardan beri çırpınıyorum, basın çırpınıyor, tek bir oya talip değilim, elimden geleni yapıyorum. Çocuklarınız tehlikede diyorum. Tek biriniz n’oluyor diye başınızı kaldırmıyorsunuz. Okul aile birliklerinin bir tanesi ‘Acaba bizim çocuklarımızın canı tehlikede mi’ diye sormuyor. Bu işin vebali, önlem almayanlarda olduğu kadar sizlerdedir aynı zamanda.
velileri ikna edebilirsiniz,
hatta kendinizi bile ikna edebilirsiniz ancak depremi ikna edebilir misiniz?
Ben söylemedim, Milli Eğitim Müdürlüğü söyledi.
Depreme dayanıklı olmayan 21 okul binası yıkılıp yeniden yapılmalı, yoksa ilk depremde yıkılır dedi.
Belge mi, belgem var
Gösteriyorum, inanmıyorsunuz.
Arkadan dönemin Valisi açıklama yaptı. Raporları doğruladı, Özkoç’un söyledikleri doğrudur dedi.
Belgem var mı, var, inanmıyorsunuz.
Arkadan bakan açıklama yaptı, tüm bilgileri teyit etti. Belgem var mı, var. İnanmıyorsunuz.
Bunların hepsini yalanlayarak beni inandırmaya çalışıyorsunuz. Velileri, inandırmaya çalışıyorsunuz. Sakarya’yı inandırmaya çalışıyorsunuz.
Ben tüm iddialarımla ilgili belgeleri teker teker ortaya koyarken, siz sadece sözle yetiniyorsunuz.
Belge istiyorum; Okulların deprem raporlarını önümüze koyun.
Güçlendirilmesi gereken okulları, yıkılması gerekenleri, bunlara ilgili oluşturulmuş eylem takvimini ve depreme dayanıklı olan okulların hepsini, kararlarınıza dayanak olan raporlarıyla birlikte kamuoyuna açıklayın.
Meydana gelecek ilk depremde 21 okuldan bir tanesi yıkılırsa, çocuklarımızın biri zarar görürse, dünyadayken yakanızı bırakmam. Ama’yla fakat’la başlayan hiçbir mazareti kabul etmem. Bunu söylüyor ve kayıtlara geçiriyorum; önlem alınsın diye ortaya koyduğumuz gerçekleri yalanlayanları, cezaevine sokana kadar bütün varımı, yoğumu, herşeyimi harcarım.
Bir sözüm de velilere;
Yıllardan beri çırpınıyorum, basın çırpınıyor, tek bir oya talip değilim, elimden geleni yapıyorum. Çocuklarınız tehlikede diyorum. Tek biriniz n’oluyor diye başınızı kaldırmıyorsunuz. Okul aile birliklerinin bir tanesi ‘Acaba bizim çocuklarımızın canı tehlikede mi’ diye sormuyor. Bu işin vebali, önlem almayanlarda olduğu kadar sizlerdedir aynı zamanda.