Savaş nedeniyle evlerinden ve ailelerinden ayrılan Ukraynalı kadınlar,
çocuklarıyla birlikte göç etmek zorunda kalıyorlar. Zorlu kış şartlarında göç
eden ve kamplarda yaşamaya çalışan savaş mağduru kadınlar, hem fiziksel hem de
psikolojik olarak taşıyamayacakları yüklerle baş başa bırakılıyorlar. Bu
mağduriyetlerin üzerine Ukraynalı kadınlara farklı gözle bakılması ve sosyal
medyada yapılan cinsiyetçi söylemler bu mağduriyeti daha da artırıyor. Konuyla
ilgili açıklama yapan İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nesrin Akıncı
Çötok, “Savaş ve kadın ilişkisinde tarih; gerek asker, gerekse sivil kadınların
bu kriz dönemlerinde kadın bedeni üzerinden çok sayıda vahşi muameleye maruz
kaldıklarına tanıktır” dedi.
Kadınların savaşlarda daima mağdur taraf olduğuna dikkat çeken Doç. Dr.
Çötok, “Birleşmiş Milletler bu konuda raporlar hazırlamakta ve sahada belli
başlı çalışmalar içinde olsa da bu yeterli değildir ve savaş sebebiyle
gerçekleşen göçler yüzünden kaynaklara, yardımlara, sağlık hizmetlerine erişim
kadınlar için başlı başına büyük zorluk barındırmaktadır” ifadelerini de
sözlerine ekledi.
Ülkeler arasındaki güç ilişkilerinden kaynaklı şiddete değinen Doç. Dr.
Çötok, “Şiddet, tüm zamanların en eski ve ortak toplumsal sorunlarından biri.
İnsanlık tarihi, şiddetin tarihi ile doludur ve şiddet; gösteren tarafından hep
haklılaştırılır” diye konuştu.