“Problemin kaynağı çok açık: Sayın Erdoğan”
“20 ayda 4 tane Merkez Bankası Başkanı gördük, 20 ayda 4 tane TÜİK
Başkanı gördük. Böyle bir şey yok! Bu kadar sık başkan değiştirmek, buna rağmen
sonuç alamamak ne demek? Sorun bütün o başkanları atayan kişinin kendinde
demek. Problemin kaynağı çok açık yani. Cumhurbaşkanı Varlık Fonu’nun başına
kendisini atadı biliyorsunuz. Önünde hiçbir engel yok. Kendini Merkez Bankası
Başkanı olarak atasın. İnsanlara da yazık, biri geliyor biri gidiyor. Neyin
doğru olduğuna inanıyorsa onu yapsın. Faizler düşecekse düşsün, artacaksa
artsın. Boşuna suçu da başka kimseye yıkmasın.”
“Gergerlioğlu tek başına insan hakları derneği gibi mücadele
ediyor”
“Sayın Gergerlioğlu’yla ilgili gelişme son derece üzücü. Adeta tek
başına bir insan hakları derneği gibi çalışan bir milletvekili. Üstelik bu adım
Enis Berberoğlu kararına rağmen atıldı. Anayasa Mahkemesi çok kararlı durunca
mecburen Sayın Berberoğlu’nu tekrar Meclis’e davet ettiler. Bu yaşanmışken,
şimdi Sayın Gergerlioğlu’yla ilgili tekrar aynı hatada ısrar etmek, gerçekten
akıl alır gibi değil. Yani hukukta bir emsal kavramı vardır, bunların hepsi
yerle bir şu anda. Amaç, şeytanlaştırma, düşmanlaştırma ve böylelikle gündem
yaratma.”
“Meclis Başkanı millete değil, Sayın Erdoğan’a karşı sorumlu
hissediyor’
“Meclis Başkanı Sayın Şentop’tan ‘Cumhurbaşkanı Meclis’in yetkisini
gasp etti’ demesini beklemek nafile. Şu andaki sistem maalesef Meclis’i
önemsizleştirmiş durumda. Meclisin başkanlığı eskisi gibi değil. Nihayetinde bu
Meclis Başkanını belirleyen kişi de Cumhurbaşkanı. Dolayısıyla Meclis Başkanı ‘Beni
seçen bu Meclis değil, beni seçen Cumhurbaşkanı’ diyor. Beni seçen
Cumhurbaşkanı ise, demek ki ben ona karşı daha fazla sorumlu hissetmek
zorundayım, diyor. Onun için çok bir şeyler beklememek lazım. Biz işte bu
yüzden güçlendirilmiş parlamenter sistem gerek, merkezinde de Türkiye
Büyük Millet Meclisi olmalıdır diyoruz.”
“Allah kimseyi Bahçeli gibi birine muhtaç etmesin”
"Allah kimseyi Sayın Bahçeli gibi birine muhtaç etmesin.
Sayın Erdoğan’ın durumu hiç kolay değil. Yüzde 52’yi Cumhurbaşkanı sadece AK
Partililerin oyuyla almadı, MHP’lilerin de oyu var orada. Dolayısıyla hem kendi
Cumhurbaşkanlığının, hem de Meclis’teki çoğunluğunun Bahçeli’nin desteğiyle
olduğunu herkes biliyor. Ve Bahçeli desteğini çektiği anda hem kendi
Cumhurbaşkanlığının siyasi meşruiyetinin riske gireceğini, hem de Meclis’te
artık istediği gibi işleri götüremeyeceğini biliyor. Ama Sayın Bahçeli’nin de
bu küçük hissesini adeta hükümeti yönetmek için, hükümete baskı yapmak için,
empoze yapmak için, dediğini yaptırtmak için kullanmasını siyasi etik açısından
doğru bulmuyorum.”
“6 milyon oy almış HDP’nin kapatılmasına karşıyız”
“Biz prensip olarak parti kapatılmasına karşıyız. HDP, 6 milyon oy
almış Meclis’teki üçüncü siyasi partidir. Bu ülkenin sorunlarının mutlaka
meşru, demokratik siyaset zemininde çözülmesi gerek. Meselenin başka zeminlere
kaymasını önlemek zorundayız.”
“Terör örgütünün gölgesi siyaset üzerinden kaldırılmalı”
Bir başka gerçek de var ki, o da bu terör örgütünün Türkiye’deki
siyasetin üzerine artık gölge etmemesi lazım. İstismar ettiği zeminle ilgili
sorunları çözmemiz lazım ki bu topraklardaki varlığı sona ersin. Siyasi
partilerin her birisinin kendi hedefi, misyonu, kendi hitap ettiği kitle neyse
o çerçevede, anayasa çerçevesinde, meşru demokratik siyaset çerçevesinde
hareket etmesi lazım. Eğer bunlara dikkat etmezsek Allah korusun çözüm
siyasette, demokraside değil, başka alanlarda aranmaya başlanır o da bu ülkenin
istikrarı için, güvenliği için faydalı olmaz.”
“İstanbul Sözleşmesi için sonuna kadar hukuki mücadele vereceğiz’
“İktidarın İstanbul Sözleşmesi’ni fesih kararının ardından Genel
Merkez Başkanlık Kurulu’muzu topladık. Hukukçu arkadaşlarımız yol, yöntem ve
usulüyle ilgili çalışıyorlar. İtiraz sürecimizi başlatarak, kararın iptali için
mücadele edeceğiz. Ancak başvurduğumuz merci neresi olacak? Danıştay. Maalesef
Hükümetin son derece etkisi altında olan bir kurum. Ama pes etmek yok, hukuki
mücadelesini sonuna kadar vereceğiz.”