MAHALLE OLMALARI KAZANDIRMADI, KAYBETTİRDİ
Ender Serbes, yaptığı açıklamada, zaman zaman köyleri mahalleye çevrilen muhtarlarla ile
bir araya geldiklerini belirtti. Muhtarların, mahalle olmalarına rağmen hizmet
alamadıkları, hayvancılıkta sıkıntı yaşadıkları ve önceden köy tüzel kişiliğine ait taşınmazların ise ellerinden
çıkmasından şikayet ettiklerini kaydeden Serbes, “Mahalleye
dönüştürülen köyler kazanmadı, aslında büyük zarara uğradı, kaybetti.” dedi.
TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN MAĞDURİYET
Türkiye’de, büyükşehirlerin sınırları içerisinde kalan köylerin statülerinin, 12 Kasım 2012’de
çıkartılan bir yasa ile mahalleye dönüştürüldüğünühatırlatan Serbes,
yasanın 30 Mart 2014 seçimlerinden sonra yürürlüğe girdiği bilgisini verdi. Köylerin mahallelere dönüştürülmesiyle, köylülerin büyük mağduriyetler yaşadığını
anlatan Serbes, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu
durum gerçekten geri dönülmez,
telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere sebep oldu. Köylüler maddi manevi büyük zarara uğradı. Köy tüzel kişiliğinden yasa ile belediyeye geçen taşınmazlar
satıldı. Köy konağı, köye ait arsalar gibi taşınmazlar köylülerin ellerinden gitti.
Değerinin çok altında ucuza giden bu taşınmazların geri gelmesi mümkün değil. Bazı kırsal mahallelerde
imar değişikliği ile tarım toprakları imara açıldı. Ayrıca hayvancılık büyük darbe aldı. Ahır yapımı zorlaştı. Mevcut ahır
sahipleri büyük sıkıntı yaşadı. Hayvancılık büyük sekteye uğradı. Bu insanlar
en temel geçim kaynaklarını kaybetti. Üreten köylüler
tüketen haline getirildi.”
MÜLKLERİ SATILIYOR AMA HİZMET YOK
Köylerin mahalleye
çevrilmesiyle birlikte emlak vergisi muafiyeti kaldırıldığını dile getiren
Serbes, ayrıca, Çevre
Temizlik Vergisinin de köylüleri
kapsar hale geldiğini vurguladı. Ekonomik olarak zaten çok zor durumda olan köylülerin bu şekilde sırtına daha
çok yük bindiğini anlatan Serbes, “Yük bindiği gibi hizmette alamadılar. Köyden mahalleye çevrilen yerlerde
altyapı, üstyapı denen bir şey yok. Gözle görülür ciddi
bir hizmet yok. Milyonlar değerinde taşınmazlarından olan köylülerin belediyelerden bir çöp bidonu
almaları bile bazen mümkün olmuyor, ya da vatandaştan ücreti isteniyor. Vergi
alınıyor, mülkler satılıyor ama orantılı bir hizmet verilmiyor. Planlı,
programlı, mahallelerin en acil ihtiyaçlarına göre bir yatırım yok. En azından önceden İl Özel İdareleri kapatılmadan bu hizmetler muhtarlar ile
birlikte istişare ediliyor, planlanıyor ve aciliyet duruma göre tek tek hayata geçiriliyordu. Bununla
ilgili düzenli bir kaynak ayrılıyordu. Ancak köyler belediyeye geçince, bu yerler için böyle düzenli, planlı, programlı bir çalışma
sistemi yok. Mahalleler öylece
ortada kalmış durumda.” diye konuştu.
KOŞULSUZ KÖY STATÜSÜNE GEÇİRİLMELİ
Yeniden köy statüsüne geçmek isteyen
mahallere hiçbir koşul öne
sürülmeden, aba altından sopa gösterilmeden
bu taleplerinin sadece muhtarlık başvurusuyla gerçekleşmesi gerektiğinin altını
çizen Serbes, “Yaşanan
sıkıntılar üzerine 16 Ekim 2020 tarihinde kanunla mahalleye dönüştürülen köyler tekrar
kırsal mahalleye dönüşüm
hakkı verildi. Ancak bu bazı şartlara bağlandı. Mahalleye dönüştürülen köylerin
kırsal mahalle ilan edilerek yeniden köy statüsü
kazanması için bağlı bulunduğu belediye başvurması gerekiyor. Eğer bu talep
kabul edilirse bu kez Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edilmesi şartı aranıyor.
Yani yoğun bir bürokrasi devreye giriyor. Emlak, çevre temizlik vergisini
kaybetmek istemeyen belediyeler bazen bu talebe olumsuz cevap verebiliyor.
Ayrıca mahalle statüsünden çıkan
yerlerin hiçbir şekilde hizmet alamayacakları gibi söylemler ile aba altından sopa gösterilmesi de sıkıntılı bir durum. Bu köylerin sorunlarıyla kim
ilgilenecek. Büyükşehir Yasası’ndan önce olduğu gibi hiç bir koşul öne sürülmeden isteyen mahalleler köye çevrilmeli ve altyapı, üstyapı ve diğer acil hizmetleri de yine önceden olduğu gibi alabilmeli. Bu köylü kardeşlerimizin en doğal hakkı ve bu hak onlara ivedilikle
verilmeli.” şeklinde açıklamasını tamamladı.