Serbes, yaptığı
açıklamada, öfke
dilinin özellikle
de mübarek Ramazan ayında bile sürmesinin hiçte hoş olmadığını dile getirdi. Ölüm
listeleri hazırlayanlar, ‘seninle bir yerde karşılaşmayalım’ diyenler,
birbirlerine sosyal medyadan açıkça tehdit edenlerin bulunduğunu ifade eden
Serbes, bunların içinde topluma örnek
olması gereken aydın olarak bilenen insanların da olmasının çok üzücü olduğunu vurguladı.
GENÇ NESLE KÖTÜ ÖRNEK
Bu tutum ve
kullanılan öfke
dilinin özellikle
genç nesle kötü
örnek teşkil ettiğinin altını çizen Serbes, “Neredeyse ülkede her yerde öfke dili hakim. Bu durum en çok da genç
nesli kötü
etkiliyor. Sürekli kavga, sürekli tartışma. Huzur ve sükunetin olmadığı böyle bir ortamda çocuklarımız, gençlerimiz
nasıl ruhsal sağlığını koruyarak yetişebilir. Nasıl ruhen sağlıklı bir birey olabilir. Öfke dolu
bir toplumda büyüyen gençlerimiz ne yazık ki şiddet eğilimi gösterir. Bu da gelecek için çok ciddi
kaygı duyulması gereken önceliğimiz
olmalı.” diye konuştu.
KÖTÜLÜK NORMELLEŞMEMELİ
“Ne
oldu bize böyle.
Geleneklerimize, göreneklerimize,
ahlak ve din anlayışımıza, demokratik değerlerimize ne oldu” diye soran Serbes,
açıklamasına şöyle devam etti: “Neden
sakince konuşarak ve müzakere ederek varsa sıkıntılarımızı aşamıyoruz. Neden
herkes birbirine tehdit savuruyor. Bakın bu ayrıştırmalar birkaç yıl önce sosyal medya üzerinde sahte
hesaplar kullanarak taciz ve hakaret eden bir avuç maaşlı troller ile başladı. Şimdilerde
ise birçok vatandaşımız gerçek isimleri ile alenen bu hakaret ve nefret dilini
benimsedi ve sosyal medyada kullanıyor. Son birkaç yılda troll zihniyetinin
halkta yayıldığını ve kötünün
normalleştiğini görmek
gerçekten çok üzücü.
Toplumu kutuplaştırarak, şucu bucu diyerek, fikrini beğenmediğimiz, ya da bizim
gibi düşünmeyenlere hemen hain, terörist damgasını
yapıştırarak nereye varabiliriz.”
ADALET VE HUKUK ÇÖZÜM OLMALI
Birbirimize bağırmak,
çağırmak, tehdit etmek yerine, bir suç unsuru varsa bunu medeni bir şekilde
hukuka başvurarak çözülmesinin en sağlıklı davranış biçimi olacağını dile
getiren Serbes, “Olası
bir darbe zamanı için şimdiden liste hazırlayıp onlarca insanı öldüreceklerini
ilan edenler, mermi gösterip
tehdit savuranlar, insanların eşlerini hatta çocuklarını dahi öldüreceklerini hiç utanmadan, sıkılmadan
alenen söyleyenler
hukuk çerçevesinde karşılığı ne ise mutlaka cezalandırılmalıdır. Adalet ve
hukuk mutlaka devreye girmeli ve toplumumuzda bu tip ayrışmalara sebep olacak
tahriklere fırsat verilmemelidir. Görevi bu ve benzeri yayınların hesabını sormak olan RTÜK’ün bu yaşananlara duyarsız kalması,
hatta RTÜK
başkanının ‘Böyle giderse haberde yorum yapılmasını da
engelleriz’ gibi özgürlükleri daha da kısıtlayıcı bir
yaptırımı gündeme getirmesi Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin resmi kurumları
nasıl bir mutasyona uğrattığının
da en belirgin göstergesidir.”
şeklinde konuştu.
BAYRAMDA MANEN KUCAKLAŞALIM
“Gelin
Ramazan Bayramı milat olsun, bizleri karamsarlığa sürükleyen bu kötü gidişata son verelim” çağrısında
bulunan Serbes, “Kökü sağlam milletimize de bu yakışır. Dünyayı
kurtarmaya kendimizden başlamalıyız. Önce biz siyasetçilerin dili değişmeli.
Saygının ön
planda olduğu, halkımıza hizmet için fikirlerin ve projelerin yarıştığı yeni ve
yapıcı bir siyasi sürece ihtiyacımız var. Koronavirüs bize hayatı sorgulattı. Tüm dünyada
insanlığın ölüme
ne kadar yakın olduğunu gösterdi.
Gerek var mı şu kısacık ömrümüzde;
bu kadar kin,nefret ve öfkeye.
Gelin Ramazan Bayramı vesile kılarak bir milat oluşturalım ve samimi bir şekilde manen kucaklaşalım.
Bakın o zaman ülkemiz daha da güzelleşecek. Huzur ve sükunet bulacak.” şeklinde
sözlerini tamamladı.