Serbes, partisinin
geleneksel hale getirdiği haftalık gündem değerlendirmesinde; öncelikle
Hendek’de, havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada hayatını
kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi. Olayda yaralananlara da acil
şifalar dileyen Serbes, “Olay en ince ayrıntısına kadar aydınlatılmalı ve
sorumlular ve patlamada ihmali olanlar adalet önünde hesap vermelidir.” dedi.
Geçtiğimiz hafta içinde TÜİK’in tarafından Haziran ayı enflasyon
rakamları açıklandığını hatırlatan
Serbes, sözde‘milli ekonomi’ve ‘faiz karşıtı’ yönetilen para politikasının, ülkeyi ne
hale getirdiğini hep birlikte gördüklerini
belirtti. Enflasyonun TÜFE’de yüzde 12,62 ile, hedefin 2,5 katından
daha yüksek bir düzeyde gerçekleştiğinin altını çizen Serbes “Faiz düştüğünde enflasyonun da düşeceğine inanan akıl, bir yandan tutarsız
ve aşırı müdahalelerine devam ediyor. Diğer taraftan da kurumların
kapasitelerini, yetkinliklerini ve itibarlarını tahrip eden hoyrat ve sorumsuz
yönetim anlayışı ile
maalesef enflasyonda ve diğer konularında ülkeyi yeniden 90’lı yılların karanlığına doğru sürüklüyor. Hayat pahalılığında, işsizlikte,
adaletsiz gelir dağılımında, ürkütücü ve vahim bir tablo ile karşı karşıyayız.”
diye konuştu.
ÇÖZÜM VAR
Korona sürecinde, Türkiye’nin de içinde bulunduğumuz gelişmekte
olan ülkelerde, belli şartlar sağlandığı taktirde parasal genişlemenin mümkün
olduğunu dile getiren Serbes, partisinin bu konuda 4 madde de çözüm önerisi sunduğunu vurguladı. Serbes , önerileri şöyle sıraladı: “Güven veren kurumsal çerçeve, bu
kurumsal çerçevede çalışan
bağımsız bir Merkez Bankası, iyice kontrol altına alınmış enflasyon beklentileri, sağlıklı
bir ‘dalgalı
döviz kuru’rejimi. Eğer bu 4 madde sağlandığı taktirde
olumlu süreç başlayacaktır. “
SOYGUN DÜZENİNE MİLLETİMİZ MECBUR DEĞİLDİR
Türkiye’nin iyi
yönetilemediğini, tek başına enflasyon göstergelerinin bile ülkenin nasıl
yönetildiğinin özeti olduğunu vurgulayan Serbes, milletin cebindeki 100 liranın
13 lirasının iktidar tarafından her sene eritildiğini kaydetti. Serbes, şöyle
konuştu: “Özellikle ağır ekonomik faturayı ciddiye almayan bu iktidarın sebep
olduğu yaklaşımın bedelini halkımız ödemeye başlamıştır. Bu iktidar iktisadi
hayatın durduğu dönemde yüzde 13 enflasyon üretmeyi başarmıştır.! Üstelik de
neredeyse her bir koltuğuna iktidarın istediği rakamı yazacak kişilerin olduğu
İstatistik kurumunun verdiği rakam bu. Onlar bile ancak bu kadar
saklayabildiler. Biz sokaktaki enflasyonun, pazar yerindeki rakamların, enerji
ve su faturalarının nasıl sınırsız yükseldiğini gözümüzle görüyoruz. Bu durumun
neredeyse dünyada bir örneği bulunmamaktadır. Başka hiçbir veriye ihtiyaç yok.
Böylesi bir soygun düzenine milletimiz mecbur değildir.”
TEDBİRİ ELDEN BIRAKMAMALI
SALGIN BİTMİŞ DEĞİL
Koronavirüs salgının bitmediğini,
bu güne kadar Bilim Kurulu'nun önerilerine gösterilen toplumsal hassasiyetin de
eski etkinliğini yitirmiş durumda olduğunun altını çizen Serbes, halbuki bilim
adamlarının, virüsün ne bulaşma, ne de öldürme etkisinden henüz bir şey
kaybetmediğini ifade ettiklerini hatırlattı. Serbes, açıklamasına şöyle devam
etti: “Sadece akşam televizyon ekranındaki günlük veri tablosundaki sayılara
birkaç dakika verdiğimiz dikkat dışında hassasiyetimizi kaybettiğimiz aşikar.
Vaka sayıları böyle devam ederse hem sağlık sektörü hem de vatandaşta ciddi bir
yorgunluk oluşması kaçınılmaz. Çocuk vaka sayılarındaki artış çocuklar için de
yeni tedbirlere ihtiyaç doğurmaktadır. Sonbaharda açılması planlanan okulların
binaları incelenmeli mesafe ve hijyen standartlarına uymayanlar için gerekli
çalışma yapılmalıdır. Kronik hastalığı olan çocukların Pandemi bitinceye kadar
eğitimlerini sürdürmeleri için alt yapı hazırlanmalıdır.“
ÇOKLU BARODA AKLI SELİM GALİP GELMELİ
İktidarın
çoklu baro çalışmasına da değinen Serbes, ‘biz yaptık oldu’ kafasıyla devletin
sağlıklı yönetilemeyeceğini dile getirdi. Serbes, iktidarın asgari nezaket
ölçüleri içerisinde tarafları dinleyecek medeni cesareti bile gösteremediğini
belirterek, “En temel anayasal hak olan seyahat özgürlüğü, toplantı yapma
özgürlüğü beşinci sınıf bir otoriter rejimdeymişiz gibi ihlal edildi.
Avukatları otobanlarda kovalanan, şehir girişlerinde itilip kalkılan bir
ülkenin demokrasi olduğunu kim söyleyebilir? Avukatlar bile, baro başkanları
bile ifade hürriyetini kullanamazsa sıradan vatandaş, gençler, kadınlar,
emekçiler nasıl konuşsunlar? Sonra hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, adalet
kelimelerinin geçtiği tumturaklı cümlelere kim inanır? En fazla FETÖ’den,
bölücülükten, farklı gruplaşmalardan ve çok başlılıktan şikayet eden hükümet
ise çoklu barodan yana. Gelecek Partisi baroların ele geçirilen veya ele
geçirilebilen birer kurum olmaktan uzaklaştırılması gerektiğine inanmaktadır.
Burada bir kez daha, iktidarı bu vahim yanlıştan vazgeçmeleri konusunda
uyarıyor, aklı selimin galip gelmesini temenni ediyoruz.” diye konuştu.
TROL ÇETELERİ
KURANLAR AHLAKTAN SÖZETMESİN
Sosyal medyada, kolektif
ve bireysel ahlaksızlıklar olduğunu, bundan herkesin rahatsızlık duyduğunu
ifade eden Serbes, bu alandaki hukuki boşlukların kapatılması gerektiğini
belirtti. Türkiye’nin en büyük trol çetelerini kuranların kalkıp ahlaktan,
adaletten, sosyal medyada işlenen suçlardan bahsetmeye yüzlerinin olmadığını
anlatan Serbes “Kaldı ki, şu an öncelikle nasıl bir hukuki boşluk var bu açığı
kapatmak gerekir. Zaten iktidara en ufak bir eleştiriyi yapanlar soluğu saatler
içerisinde karakolda almıyor mu? Neyi düzenleyeceksiniz? Neyi kapatacaksınız?
Hukuki boşlukları doldurun yeter.” dedi.
KONGRE SÜRECİ
Partisinin Türkiye geneli kongre çalışmaları
hakkında da bilgi veren Serbes, önceki
gün itibarıyla çok sayıda ilde ve 36 ilçe kongreyi gerçekleştirdiklerini söyledi. Serbes şu bilgileri verdi: “Bütün bir vatan sathında başlattığımız
kongreler özgürlüklerin,
adaletin, hak ve hukukun, şeffaflığın özetle Gelecek Partisi’nin iktidara yürüyüşünün ayak
sesleridir. Bu kongrelerden sonra İstanbul, Konya, Batman, Bartın ve Ardahan’da il kongresi yapma şartı gerçekleşmiş
durumdadır. İlimizde de kongre süreci hızla devam ediyor.”