Bazıları da diyor ki; Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin temel yapısında, niteliklerinde ve işleyiş şeklinde
yapılan anayasal değişiklikler, tekil devlet yapısını, bu yapının üzerinde
durduğu, ulus devlet yapısını, laik devlet yapısını bozmuştur. Türkiye;
sınırları tartışmaya açık bir ülke konumuna sokulmuştur. Cılız muhalefet olarak
varlığımızı sürdürelim. Bir kesim de diyor ki; yapılması gereken yapılacaktır.
Ancak varolan muhalefetle olmaz, olamayacağı ortaya çıkmıştır.
Küresel güçler; güvenlik
ve refah içinde yaşayabilmek için, ilgi alanlarındaki ülkelerin konumunu,
varlığını, izledikleri politikayı, uyguladıkları stratejiyi, ulusal çıkarlarına
göre değerlendirerek hareket ediyorlar!.. Bu değerlendirme sonucunda bazen bir
ülkenin siyasal açıdan yeniden şekillendirilmesi de bir hareket tarzı olarak
ortaya çıkabiliyor!.. Bu yoldaki girişimler, siyasal şekillendirme
hareketini oluşturuyor.
Siyasal şekillendirme; bir
ülkenin yönetim şeklinin, siyasal, sosyal ve ekonomik yapısı’nın ve
sınırlarının değiştirilmesini kapsıyor.
Siyasal şekillendirme bugün Avrupa'dan Ortadoğu'ya,
Ortadoğu'dan Türkiye'ye kadar her yere uzanıyor.
Avrupa'yı şekillendirme girişimleri
Avrupa'da tarihin her döneminde var olan siyasal
şekillendirmenin ilk kapsamlı örneği, 1648'de Vestfalya Antlaşması ile yaşandı.
Antlaşma , Avrupa'da ulus devlete geçiş sürecini hızlandırdı!.. 1815'te
toplanan Viyana Kongresi , Avrupa'da Napolyon 'un bozduğu siyasal resmi tekrar
oluşturma kararı aldı!.. 1878 Berlin Antlaşması , Osmanlı'nın Avrupa'daki yaşam
alanını sınırlandırdı!.. 1920 Versay Antlaşması Birinci Dünya Savaşı sonrasında
Almanya'yı yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı!.. St. Germain,
Trianon, Neully antlaşmaları, savaş sonrası Avrupa'da yeni sorunlara yol
açtı!.. Sevr Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu'nu parçaladı. Türk Milletinin
yaşama hakkını elinden almaya kalktı.
1939'da Avrupa'yı işgale kalkışan Hitler, kıtada birçok
ülkenin toprağını Almanya’ya kattı.
1945'te savaş sona erdiğinde, Avrupa'da ABD ve SSCB nüfuz
alanları ortaya çıktı. Demirperde gerisindeki devletler Sovyetler'in gölgesinde
kaldı. Bu resim Soğuk Savaş dönemini başlattı.
XX. yüzyılın son çeyreğinde SSCB dağıldı. Doğu Avrupa
ülkeleri Sovyet baskısından kurtuldular. İki Almanya birleşti. Avrupa daha
istikrarlı bir siyasal yapıya kavuştu. Yugoslavya’nın parçalanması ve
Balkanlar'da ortaya çıkan anlaşmazlıklar bir yana bırakıldığında, XX. yüzyılın
sonunda Avrupa'nın siyasal resmi, Avrupa Birliği ile büyük ölçüde tamamlanmış
oldu.
Ortadoğu'yu şekillendirme girişimleri
Ortadoğu'da ilk büyük siyasal şekillendirme girişimi Birinci
Dünya Savaşı'yla başlamıştı!.. İngiltere ve Fransa ulusal çıkarlarını gerekçe
göstererek 1914'ün sonunda Ortadoğu'yu işgal ettiler. Savaş sonrasında bölgede
Osmanlı toprakları üzerinde, halkı Araplardan oluşan 11 ayrı devlet kurdular.
İkinci girişim,
Arap-İsrail Savaşları sonrasında yaşandı (1948-1973). Batı bloku bir anlamda
İsrail’in varlığıyla Ortadoğu'ya taşındı.
Son girişim ise 2003'te
ABD'nin Irak'ı işgal etmesiyle başladı. Aslında bu çok önceden tasarlanmış bir
hareketti. İşgal; Fas'tan Çin sınırına kadar uzanan alanda, 22 ülkenin siyasal
ve ekonomik coğrafyasının değiştirilmesi" olarak tanımlanan bir projeye
göre gerçekleştirilmişti.
Projenin esas amacı, bölgenin
ekonomik kaynaklarından yararlanmak ve Ortadoğu kaynaklı teröre mani olmaktı!..
Büyük Ortadoğu Projesi adı verilen bu projedeki ülkelerden biri de Türkiye idi.
Türkiye'yi şekillendirme girişimleri
Türkiye; Mısır ve İran ile birlikte, Ortadoğu'da dengeyi
sağlayan, bölgesel güç niteliğindeki üç ülkeden biriydi. Projenin yaşama
geçirilmesinde ve sürdürülmesinde etkin rol oynayabilecek konumdaydı. Eğer
Türkiye şekillendirilebilirse projedeki diğer ülkeler için de bir model
yaratılmış olacaktı.
Avrupa Birliği de ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne onay
veriyordu. Çünkü AB ve ABD'nin amaçları çoğu yerde örtüşüyordu. Hedef
Türkiye'yi şekillendirmekti. Eldeki olanaklar ise Türkiye'nin AB üyeliği,
Ilımlı İslam ve Bölücü/ayrılıkçı hareket idi!..
Siyasal şekillendirme Türkiye'de bugünkü iktidarın ilk 5
yıllık döneminde ivme kazandı. ABD katkılarıyla yaygınlaştırılan dinsel kökenli
siyasal hareket, yani Siyasal İslam, Türkiye'nin siyasal açıdan
şekillendirilmesi ve laikliği aşındıran Ilımlı İslam’a geçilebilmesi için
elverişli koşullar yarattı.
Hareketin ideolojisinde yer alan ulusalcılık karşıtlığı, ABD
ve AB'nin isteklerinin hükümet tarafından kabul edilmesine olanak sağladı!..
Siyasal iktidar, AB ve ABD'den sağladığı kapsamlı destekle, Türkiye'de
Cumhuriyetin temel değerlerini ve Cumhuriyetin kazanımlarını savunan kişi,
kurum ve kuruluşları karşısına aldı, zaman içinde komplolarla kumpaslarla
tasfiye etti.
Gelinen nokta
Türkiye bugün uluslararası boyutta siyasal şekillendirme
girişimlerine hedef olan bir ülke durumundadır. Türkiye'de; demokratikleşme,
değişim, reform, yeniden yapılanma olarak adlandırılan bir dizi değişiklik
faaliyetinin ardında, dış kaynaklı siyasal şekillendirme yürütülmektedir.
Türkiye'yi değişik alanlarda etkileyen bu girişim, devlet
yapısı yanında toplum dokusunda da kapsamlı değişiklikler
getirmiştir. Anayasadan, ülkenin yönetim şekline kadar; hukuk sisteminden
eğitim sistemine kadar her alanda geniş boyutlu değişiklikler sürmektedir.
Günün Sözü: İstediğini
düşünebilirsin ancak yapmaya karar verdiğini iyi düşünmelisin.