"Seçme
ve seçilme, siyaset yapma ve örgütlenme hakkına dönük her tür müdahalenin
karşısında durulmalıdır. AKP ya da MHP’nin bu ülkede siyaset alanının
sınırlarını çizme meşruiyeti bulunmamaktadır" denilen açıklamada, tüm yurttaşlara
birlikte mücadele etme çağrısı yapıldı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
"AKP iktidarı milletvekilliklerini
düşürme, yerel yönetimlere kayyum atama gibi yöntemlerle sürdürdüğü
saldırılarına parti kapatma tehdidini de eklemiştir. HDP’nin kapatılması ve çok
sayıda kişiye siyaset yasağının getirilmesi talebiyle açılan dava hukuksal
herhangi bir zemine sahip değildir. On binlerce kişiyi hedef alan haksız
tutuklama ve mahkumiyetleri, Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonları nasıl hukuk
açısından tartışmak anlamsızsa, HDP’ye dönük tasarrufları da yap boza dönen
yazılı kurallar çerçevesinde ele almak anlamsızdır. AKP iktidara gelişinden bu
yana, kendi politikalarına bazen özgürlük ve demokrasi, bazen de ülke güvenliği
ve milli çıkarlar gerekçesiyle destek arayışı içine girdi. Her defasında bazı toplumsal
kesimler iktidarın ekmeğine yağ süren kimi siyasi partiler ya da “kanaat
önderleri” tarafından tuzağa düşürüldü.
Karşı devrimci bir misyonla hareket
ederek ülkemiz ve halkımız açısından ağır sonuçları olan bir tahribata neden
olan siyasi iktidarın amasız-fakatsız yalnız bırakılması, bu iktidarın manevra
yapma yeteneğinin elinden alınması gerekmektedir.
Kapatma davasıyla AKP bir yandan kendi
politikalarına destek olmayan, kafasındaki siyasal projeler önünde engel olarak
gördüğü bir partiyi cezalandırırken diğer taraftan seçme ve seçilme hakkını yok
saymakta ve siyasal alanı alabildiğine daraltmak için yeni hamleler
yapmaktadır.
Seçme ve seçilme, siyaset yapma ve
örgütlenme hakkına dönük her tür müdahalenin karşısında durulmalıdır. AKP ya da
MHP’nin bu ülkede siyaset alanının sınırlarını çizme meşruiyeti
bulunmamaktadır.
Türkiye Komünist Partisi açısından AKP
her şeyden önce Türkiye’de büyük patronların çıkarları doğrultusunda emekçi
halka acımasızca saldırdığı için, laikliği tamamen ayaklar altına alan dinci
bir parti olduğu için ve uluslararası alanda bir yandan haksız ve tehlikeli bir
dış politika pratiği sergilediği, bir yandan NATO saldırganlığında daha fazla
rol kapmaya çalıştığı, ve diğer yandan da ülkemizi uluslararası şirketlerin
sınırsız talanına açtığı için suçludur. TKP bu çerçevede kendi mücadelesini
sürdürmekte ve ülkemizin gerçek kurtuluşu olan bir düzen değişikliği
doğrultusunda faaliyetlerini sürdürmektedir.
Türkiye’de özgürlüklerin, siyaset yapma
hakkının savunulması bu mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır. Emperyalizme,
gericiliğe ve piyasa diktatörlüğüne karşı mücadele, alabildiğine kirletilmiş ve
anlamsızlaştırılmış demokrasi ve özgürlük gibi değerleri koruyup güçlendirmek
için de, “açılım”, “çözüm” yalanları ile kandırıldıktan sonra bir kez daha yok
sayılmaya çalışan Kürt yoksulları için de biricik çıkış yoludur.
Tüm yurttaşlarımızı bu yolda birlikte
mücadele etmeye çağırıyoruz.