Sofuoğlu'nun her ne kadar "fuhuş" sözcüğünü
kullanmış olsa da sözcüğün karşılığı, kabaca "insan bedeninin (çoğunlukla
kadınların) cinsel nesne olarak alınıp satılması" olarak tanımlanan
kavramından öte insanların yaşam tarzlarını hedef aldığı görülmektedir.
Biz biliyoruz ki bu söylemle Sofuoğlu laik yaşam tarzını
halkın gözünde "ahlaksızlıkmış” gibi göstermeye çalışmaktadır.
İşte asıl mücadele edilmesi gereken bu zihniyettir. Bu
yaklaşım, saçma, absürt denilerek görmezden gelinemeyeceği gibi düşünce/ifade
özgürlüğü vb saiklerle mazur gösterilemeyecek kadar da tehlikelidir.
Sofuoğlu farkında mıdır bilinmez ama bu yaklaşımın günlük
yaşamda somut sonuçları olacaktır. Söz gelimi,Türkiye'de kadına yönelik
şiddet,taciz ve istismar davalarında sıkça görülen; "O da onu giymeseydi,
Onun o saate ne işi vardı vb." anlayışına hizmet ederek, kadına yönelik
şiddeti, tacizi, istismarı meşrulaştırmaktadır. Belki de üniversitede hâli
hazırda yaşanan mobbing, şiddet ve taciz olaylarının üstünü örtmektedir.
İkincisi ve daha da somut olanı, bu yaklaşım öğrencilere
barınma sorunu olarak geri dönecektir. Sakarya'da kamu yurdunun yetersiz olması nedeniyle barınma ihtiyacını
apart evler yoluyla karşılayan öğrenciler, halkın kendilerine ev kiralamaması halinde
tamamıyla özel yurtlara ve şehirde oldukça yaygın olarak bulunan tarikat/cemaat
evlerine mecbur kalacaklardır.
Bu nedenle bu zihniyetle mücadele edilmelidir.
Yanı sıra bunlardan bağımsız olarak nitelikli bilim
insanları hukuksuz KHK'larla üniversitelerden uzaklaştırılırken bu kafa
yapısına sahip olan kişilerin hızla unvanlar kazanarak üniversitelerde söz
sahibi olması da mücadele edilmesi gereken hususlardan biridir.
Sonuç olarak Eğitim Sen, laik yaşam tarzına ve özgür
akademiye saldıran bu zihniyetle mücadele etmeye devam edecektir.
Eğitim Sen Sakarya Şube Başkanı
Yücel KAÇAR