Sakarya
Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Teknoloji Fakültesi Elektrik ve
Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu Gökay Gündüz, KNX Test Laboratuvarı’nı
Türkiye’de ilk olarak kuran isim oldu. KNX sistemi; Dünya’da ısıtma,
havalandırma, güvenlik sistemi, aydınlatma, panjur kontrolü, su kontrolü,
enerji yönetimi, akıllı sayaç ve bunların yanı sıra ev aletleri, ses/video gibi
bütün ev ve bina kontrolü uygulamaları için kullanılan uluslararası bir
standart. KNX standartlarında yapılan cihazların son kullanıcıya sunulmadan
önce ilk olarak söz konusu test laboratuvarından, daha sonra ise KNX’ten onay
alması gerekiyor. Gündüz’ün kurduğu laboratuvarla, KNX cihaz üreticileri
cihazlarını test ettirmek için yurtdışı firmalara başvurmak zorunda kalmayacak.
Zorlu
prosedürler
Akıllı
ve çevre dostu binaların oluşturulması için KNX logolu cihazların önemine
değinen Gökay Gündüz, “Üreticiler 2002 yılında Avrupa’da 3 farklı protokol
kullanıyorlardı. Bunu standartlaştırma yönündeki arzuları KNX organizasyonunun
kurulmasını sağladı. KNX Test Laboratuvarı’nı kurmak için öncelikle KNX’e
başvuru yapılması gerekiyor. Sizden rastgele bir cihazı alıp fiziki ve
yazılımsal olarak test etmeniz
isteniyor. Bu testin ise normal bir laboratuvar gibi prosedürlere uygun olarak
raporlandırılması bekleniyor. Test raporunun oluşturulmasının ardından KNX
organizasyonundan deneyimli bir kişi test mühendisi ile web konferans yapıyor. Konferansta
KNX standartlarında hâkimiyet ölçülüyor. Test raporu detaylı bir şekilde
inceleniyor. Canlı yayında testin yeniden yapılması isteniyor. Bu adımlar başarılı bir şekilde
tamamlandığında akreditasyon süreci başlatılıyor. Ben KNX standartlarını ilgili
dokümanları okuyarak öğrendim. Uygun bir test raporu sundum. Konferansın da
olumlu sonuçlanmasının ardından laboratuvarımız KNX tarafından akredite
edilerek web sitesinde yayınlandı” diye konuştu.
Eğitim kilit
role sahip
BOSMER
firmasında Laboratuvar Sorumlusu olarak görev yaptığını belirten Gündüz, “SUBÜ’nün
uygulamalı eğitim modelinin bana özellikle Ar-Ge çalışmalarında büyük katkısı
oldu. Teorik bilgileri pratiğe dökmek öğrenme sürecini çok daha iyi
pekiştiriyor. Böylece hem bilgiler her zaman taze kalıyor hem de yetkinlik
kazanılıyor. İşe başlama sürecimin bu kadar hızlı gerçekleşmesinde de
uygulamalı eğitim modelinin etkisi var. İşe adapte olma ve alanımda yetkinleşme
sürecim çok hızlı bir şekilde gerçekleşti. SUBÜ’de hocalarımız ezber odaklı
değil, konunun mantığını kavramaya ve pratiğe dayalı bir eğitim anlayışını
benimsiyorlar. Gelişim sürecimde ve kariyerimin güzel bir şekilde başlamasında
aldığım bu eğitim kilit role sahip” ifadelerini kullandı.