Perinçek,
tank üretiminde Katar’la kurulan ortaklığın egemenliğimiz açısından bir sorun
oluşturmadığını şöyle açıkladı: “Tank Palet’te hiçbir şekilde mülkiyet devir
söz konusu değil, mülkiyet ve denetim yüzde yüz Milli Savunma Bakanlığı’nda.
Fabrikayı yönetenler askeri personel. Katar; Almanya, Fransa ve İngiltere’nin
kabul etmediği kritik şartlarımızı kabul etmiş: Ürettiğimiz tankı istediğimiz
ülkeye satma yetkisi de bizde. Katar’ın rolü yalnızca sermaye vermek; buradaki
amacı da şu: Amerikancı Körfez şeyhliklerinin hedefinde olduğu için Türkiye ile
stratejik ittifak kurmak ve güvende kalmak”
CHP’li
Aytuğ Atıcı’nın “Türk milleti bitmiştir” ifadesi üzerine söz alan Perinçek,
“Türk milleti değil siz bittiniz” diyerek karşılık verdi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu
Perinçek, Haber Global’de Senem Toluay Ilgaz’ın sunduğu Neden programına konuk
oldu. 26. Dönem CHP Milletvekili Aytuğ Atıcı, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı
Bahadır Erdem, TÜRKAD Başkan Yardımcısı Avukat Cem Kaya’nın da konuk olduğu
programda gündemdeki siyasi konular ele alındı. Perinçek, Tank Palet tartışması
hakkında şu tespitlerde bulundu:
TANK
PALET HAKKINDA YALANLAR VE GERÇEKLER
“’Tank palet fabrikası satıldı’
diyenler halka yalan söylüyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi var. İşletme hakkı,
25 yıl BMC’ye veriliyor. Hiçbir şekilde mülkiyet devri konusu söz konusu değil,
mülkiyet ve denetim yüzde yüz Milli Savunma Bakanlığı’nda (MSB). Fabrikayı
yönetenler askeri personel. Katar’ın tankın üretim süreçleriyle ilgili en küçük
bir tasarrufu söz konusu değil. Yalnızca sermaye veriyor. Katar; Almanya,
Fransa ve İngiltere’nin kabul etmediği kritik şartlarımızı kabul etmiş:
Ürettiğimiz tankı istediğimiz ülkeye satma yetkisi de bizde.”
“ETHAM
SANCAK’A KIYAK” UYDURMASI
“Öte yandan ‘BMC’nin sahibi Ethem
Sancak’a kıyak geçildi’ gibi suçlamalar da gerçeği saptırmaya yönelik. Sayın
Sancak’ın burada üstlendiği, kendisine ciddi bir kâr sağlayacak proje değil.
Tank satışından elde edilecek kâr da, ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN gibi devlet
kuruluşlarınca paylaştırılacak. Elbette devlet tank üreten şirketlere bazı
kolaylıklar sağlayacak. Devlet olmadan tank üretimi olur mu?! Tek başına özel
sektör böyle bir yükü kaldırabilir mi! Kim olursa olsun bir takım muafiyetler
sağlanır.”
KATAR
NEDEN ORTAK?
Perinçek, ‘Türkiye’nin Katar’a
hizmet ettiği’ yönündeki manipülasyonlar hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Yalnızca sermaye sunan ve başka hiçbir işe karışmayan Katar neden böyle bir
projeye giriyor diye sorulabilir. Katar, başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak
üzere Amerikan güdümündeki Körfez Şeyhliklerinin namlusunun ucunda. Bu ülkeler,
İsrail’le de işbirliği içindeler. Katar’ın Amerikan- İsrail cephesinden koparak
Türkiye’ye yaklaşması kendisi açısından gayet tutarlı. Güçlü bir Türkiye, daha
güvende bir Katar demek. Türkiye, Katar’ı bir nevi himaye ediyor. Bu nedenle
son yıllarda Türkiye–Katar ilişkileri stratejik boyutta ilerliyor. Hatta Katar,
Türkiye’yle olduğu gibi İran’la da dostluk geliştiriyor. Bu durum bize neyi
hatırlatıyor? İstiklal Savaşımızda ve sonrasında Sovyet Rusya’ya kurduğumuz
yardımlaşma ilişkisini. Sovyet Rusya da o zaman karşılıksız olarak Türkiye’ye
yardım etti. Çünkü iki ülke de İngiliz emperyalizmine karşı savaşıyordu. İki
ülkenin elde edeceği zaferler, birbirlerinin güvenliğini beslemekteydi.”
TANK
PALET MUHALEFETİNİN ARKASINDAKİ GÜÇ
“Bugün ‘Tank Palet’te Katar
ortaklığı öne çıkarılarak aslında Türkiye’nin milli bir tank üretmesi
engellenmek isteniyor” diyen Perinçek sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD, AB ve
İsrail, Türkiye’nin gerek tank üretimine gerekse de diğer milli savunma
araçlarını üretmesine karşı. Bu yüzden ABD ve Avrupa ülkeleri Türkiye’ye
çeşitli ambargolar uyguluyor. Çünkü Türkiye; Doğu Akdeniz, Libya, Suriye,
Kafkaslar’da, gemisiyle, tankıyla, İHA’sıyla, SİHA’sıyla bu Atlantik
İttifakı’na karşı savaşıyor. En son Azerbaycan’ın Karabağ işgaline karşı vatan
savaşında yenilgiye uğrayan güç, yalnızca Ermenistan değil, aynı zamanda onun
arkasındaki ABD ve Fransa’ydı. Türkiye’nin Batı Asya’da emperyalizmin
planlarını bozduğunu gördükleri için, elbette tank üretimimize karşı
çıkacaklar. Türkiye’deki Biden Tayfası da Atlantik sisteminin sözcülüğünü
yaparak ‘Tank Palet’e muhalefet ediyor. Öyle bir noktaya geldiler ki ‘Türk
ordusu satıldı’ diyecek kadar alçaldılar. İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı
Ahmet Kamil Erozan da kısa süre şunları söylemişti: ‘Türk ordusunun gemisi var
ama yüzdürecek kaptanı kalmadı, uçağı var ama uçuracak pilotu kalmadı’ Bu
ifadeler doğrudan doğru bir Türk ordusuna karşı psikolojik savaş faaliyetidir.”
CHP
VE İYİ PARTİ’NİN VATAN SAVAŞI’NA KARŞI BOZGUNCULUĞU
Perinçek, Millet İttifakı’nın
Türkiye’nin kritik dönemlerinde oynadığı olumsuz rolü şöyle vurguladı: “CHP ve
İyi Parti’nin başını çektiği ittifak, Türkiye’nin Vatan Savaşı için yürüttüğü
askeri harekâtlarda, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı’nda da
bozgunculuk yaptı. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu süreçte
Mehmetçiğin morali bozmak için, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Önce tosuncuklarını
(çocuklarını) savaşa gönder’ dedi. Bu ne demek? Mehmetçiğe “savaşma” demek.
İlerleyen zamanlarda da yine Akşener, Türk ordusunun Suriye’de bataklığa
battığını ileri sürdü. CHP yönetimi de en başından beri, Türkiye’nin Vatan
Savaşını “Saray Savaşı” olarak karaladı. Onlar da Mehmetçiğe “Vatan için değil,
Saray için, Erdoğan için savaşıyorsun, ölüyorsun” diye seslendiler. ABD’nin, iç
cephede istediği bozgunculuğun sesi oldular.”
CHP’li Aytuğ Atıcı’nın “Türk
milleti bitmiştir” ifadesi üzerine söz alan Perinçek, “Türk milleti değil siz
bittiniz” diyerek karşılık verdi.
TÜRKİYE’NİN
AB VE NATO’YLA İLİŞKİLERİ
Perinçek, Türkiye’nin AB ve
NATO’yla ilişkileri hakkında da tespitler ve hükümete uyarılar yaptı:
“Türkiye’nin birinci ticaret ortağı Rusya, ikincisi Çin. Türkiye’nin, ABD ile
iyi ilişkileri olan iktidarlar döneminde dahi, ekonomisi Asya ile bütünleşmiş.
Demek ki Türkiye Asya Çağı’nda yerini alıyor ve bu geleceğimiz açısından çok
sağlıklı bir gelişme. Türkiye’nin AB’ye girme ihtimali yok. AB zaten bir
Hristiyan ve zenginler kulübü. Bu nitelemeyi kendileri yapıyor. Türkiye, Avrupa
ile ilişkilerini geliştirecek ama AB kapısında çarmığa gerilerek değil. Ayrıca
AB ülkeleri ile ABD arasındaki çelişkilerden de yararlanmamız, Türkiye için
gerçekçi bir politikadır. NATO’ ya gelince… Türkiye’nin NATO’da kalmasına
gerekçe olarak, ‘Ülkemizin ve dostlarımız hakkında alınabilecek olumsuz
kararları veto etmek’ gösteriliyor. Peki, NATO senaryolarında, Atatürk ve
Erdoğan’ın fotoğrafları ‘düşman liderler’ olarak sunuldu. Bunu veto edebildik
mi? ABD, FETÖ Gladyosu’yla 15-16 Temmuz’da Ankara’yı işgal etmeye çalıştı. NATO
buna engel oldu mu? O bakımdan, NATO’daki veto kozumuzun da artık işe
yaramadığını anlayalım. NATO’da Türkiye düşmanlığı var. Türkiye’nin yapması
gerekense, başta Çin, Rusya, Hindistan ve Orta Asya Türk devleriyle olmak
üzere, Asya’daki dostlarıyla ekonomik, siyasi ve askeri ilişkilerini
geliştirmek ve Asya’daki öncü konumuna yerleşmek. Türkiye’nin Üretim Devrimi de
Asya ikliminde hayata geçecek.”
VATAN
PARTİSİ
BASIN
BÜROSU