İktidar değişmediği
müddetçe yönetim zihniyetinin değişmeyeceğini vurgulayan Babacan şu ifadeleri
kullandı:
“Türkiye, hukuk devleti niteliğini kaybetti”
“Partili
cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte hukukun üstünlüğü ilkesi kalmadı. Türkiye
Cumhuriyeti, hukuk devleti niteliğini kaybetti. Anayasanın bağlayıcı bir metin
olarak kabul edilmediği bir ülkede hukukun üstünlüğünden de hukuk devletinden
de bahsedilemez.
“Sayın Erdoğan’ın konsolidasyon oyununa kimse kanmamalı”
“Problemlerin
büyüdüğü gerçeğini kendi seçmeni de görmesine rağmen Sayın Erdoğan’ın ‘bana
saldırıyorlar’ demesi bir konsolidasyon hissi oluşturabiliyor. Boğaziçili
öğrenci diyor ki ‘rektör istifa etsin’. Cumhurbaşkanı ise Cuma namazından sonra
çıkıp, ‘Beni istifa etmeye zorluyorlar’ diyor. Propaganda makinesinin düğmesine
basıyor. Bu oyunlara kimsenin kanmaması lazım. Asıl yapmaları gereken işi
yapamadıkları için tartışmaları sürekli farklı noktalara çekiyorlar. Laf
üretmekte mahirler ama peynir gemisi lafla yürümüyor.
“Büyük ortak ‘anayasa’ diyor, çerçevesini küçük ortak çiziyor”
“Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı
birdenbire anayasa gündemi ortaya attı. Zaten kendilerinin açıklaması ile
ertesi gün küçük ortağın açıklamasını yan yana koyduğunuzda bu işin bir yere
gitmeyeceğini görüyorsunuz. ‘Yeni anayasa’ diyor, küçük ortak her zaman olduğu
gibi çerçeveyi çiziyor. Güçler ayrımına ve yargının bağımsızlığına inanan bir
zihniyet var mı? Bunları sorgulayınca oradan bir şey beklemek mümkün olmuyor.
‘Propaganda makinesi bakkalı, marketi suçlu gösteriyor’
“Propaganda makinesi,
vatandaşlara yoksulluğa alışmaları için ne yapmaları gerektiğini öğretmeye
başladı. ‘Yoksulluk vatandaşların kaderidir, buna sabredeceksiniz’ diyorlar. Markette
nasıl alışveriş edileceğini öneriyorlar. Bu, hükûmetin bir itirafıdır. İnatla
sürdürülen yanlış para politikalarının sonucunda hem kur hem de enflasyon
arttı. Bunun sorumlusu sayın Erdoğan ve ortakları olduğu halde, hayat
pahalılığının suçlusu olarak marketleri gösteriyorlar. Bazen pazarcı esnafı,
bazen bakkal, bazen market, bazen de Boğaziçili öğrenci terörist ilan ediliyor.
Propaganda makinesi artık böyle çalışıyor.
“AA ve TRT yöneticileri meslek itibarlarını dikkate alsın”
“Devletin sahip
olduğu basın kuruluşları bu ülkenin sorunlarıyla ilgilensin. TRT, 84 milyonun
kullandığı elektrikten pay alıp, tek bir partinin propaganda aygıtı haline
geldi. Bu adil değildir, hukuka aykırıdır. Kendilerine bir an önce çekidüzen
vermeleri lazım. Anadolu Ajansı ve TRT’nin yöneticileri bundan sonraki
dönemdeki meslek itibarlarını lütfen dikkate alsınlar. Bu iktidar ilelebet
devam etmeyecek.
“Uygur bölgesinde yaşananlar karşısında iktidar niçin susuyor?”
“Sincan Uygur Özerk
Bölgesi’nde çok ciddi insan hakkı ihlalleri var. Bazı uluslararası çalışmalarda
soykırım tanımı yapılıyor. Sayın Erdoğan ve Bahçeli’nin bunu görmezden
gelmesini hayretler içinde izliyoruz. Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde
işler hangi noktaya geldi de iki ortak sessiz? Mazlumların yanında olmalıyız.
Şu andaki yönetim çok daha küçük meseleleri büyütüp farklı algılara sebep
olurken, dünya çapında önemli bir meselede niçin susuyor? O ülkeyle olan ikili
ilişkilerde bilmediğimiz farklı yönler mi var? Ya da çıkıp ‘Burada bir insan
hakları ihlali görmüyoruz’ deyin.
“Kimse anadili üzerinden topluma fitne tohumu atmasın”
“İnsanın annesinin
konuştuğu dili konuşması, bu dili öğrenmesi ve dilin yaşatılması temel bir
insan hakkıdır. Kimse anadili üzerinden topluma fitne tohumları atmasın. Bu
ülkeyi kimse bölmeye, parçalamaya kalkmasın. Her bir vatandaşımızın annesinin
konuştuğu dili konuşması, öğrenmesi, yaşatması ve geliştirmesi en doğal
hakkıdır.”
İki genel başkan arasındaki görüşmede Babacan’a DEVA Partisi genel başkan yardımcıları Sadullah Ergin, İdris Şahin, Burak Dalgın ve Elif Esen eşlik etti. Gelecek Partisi heyetinde ise genel başkan yardımcıları Nedim Yamalı, Selim Temurci, Ayhan Sefer Üstün ve Serap Yazıcı yer aldı.