“Dakika
1, gol 1: 1994’ten beri Meclis’te apar topar ilk gözaltı”
“Hükümetin
geçtiğimiz hafta açıkladığı paketlere ‘Lafla peynir gemisi yürümez, uygulamaya
bakalım’ dedik. Cumayı cumartesiye bağlayan gece yarısı alınan kararlara bakın,
dakika 1, gol 1. Bari açıkladığınız paketlerin hevesini alsaydınız, reform diye
açıkladığınız belgelerin mürekkebi kurusaydı. İnsan hakları paketi
açıklandıktan hemen sonra TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun bir üyesinin
milletvekilliği düşürüldü. Bu milletvekili nerede bir insan hakları olsa tek
başına çabalıyor. 1994’ten sonra ilk defa bir milletvekili Meclis’te apar topar
gözaltına alındı. Küçük ortak bir şeyler söyledi, sabahında uygulandı.”
“Karanlığa
soktukları ülkeyi muhtıra dönemleri gibi karanlıktan yönetiyorlar”
“Ülkeyi
zaten uzunca süredir karanlığa sokmuşlardı ama artık aynı askeri vesayet ve
muhtıra dönemlerindeki gibi karanlıkta alınan kararlarla yönetmeye başladılar.
Artık uymayacağız dedikleri sözleşmenin adı ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi
ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’. Tüm dünyada “İstanbul Sözleşmesi”
olarak bilinen, ülkemizde imzalanmış olan temel bir insan hakları belgesi. Bu
sözleşme şiddetle ve ayrımcılıkla mücadele sözleşmesi.”
“Kimse
size ‘potansiyel katillere cesaret vermeyin’ demiyor mu?”
“Açıkça
söyleyin. Kadına yönelik şiddetin artmasını mı istiyorsunuz? Aile içi şiddetin
artmasını mı istiyorsunuz? Hiç mi düşünmüyorsunuz, ‘Bu kararı alırsak, bizden
cesaret alanlar rahatlıkla eşine, çocuğuna şiddet uygular’ diye? Kimse size ‘şu
potansiyel katillere cesaret vermeyin’ demiyor mu? Çete liderlerine övgü düzen
ortağınızla beraber, ülkede siyasal şiddetin yeniden ortaya çıkmasına alan
açtınız.”
“Danıştay’a
sesleniyorum: Bu günaha ortak olmayın!”
“Bugün
Kadın Politikaları Başkanlığımızın öncülüğünde bir hukuk mücadelesi başlattık.
Bu sözleşmeden çekilmeyle ilgili arkadaşlarımız münferiden Danıştay’a dava
açıyor. Umarız ki Danıştay hakimlerinin de vicdanı sızlar. Danıştay’a
sesleniyorum. Bu konuya hem hukuk hem de vicdan perspektifinde bakın, bu günaha
ortak olmayın. Kadınların ahını almayın.”
“Rivayete
göre, görevden alınan Merkez Bankası Başkanı 130 milyar doları sormuş”
“Merkez
Bankası’nın 130 milyar dolarını çarçur ettiklerini üstüne basa basa söylüyoruz.
Bir rivayete göre, gece görevden alınan Merkez Bankası Başkanımız ‘ya şuna
bakın, ne oldu’ demiş. Devlet geleneğinden gelen, devletin sahip olduğu her
şeyin aslında millete ait olduğunu bilen bürokratlarımızda bu kaygı vardır: ‘Bu
130 milyar dolar yok, nereye gitmiş?’. Bununla ilgili yapılan bir çalışma neticesinde
bu kararın alındığıyla ilgili bir rivayet var. Doğru yanlış bilmeyiz, doğruysa
şaşırmam. Çünkü kimse bu rezervlerin ne zaman, hangi kurdan, hangi yöntemle
satıldığını bilmiyor.”
“Finansal
piyasalarda üçüncü büyük deprem yaşanıyor”
“Merkez
Bankası Başkanı görevden alındıktan sonra kur arttı, Türkiye’nin dış borçlanma
faizleri ve risk birimi arttı. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ndeki finansal
piyasalardaki üçüncü büyük depremi yaşıyoruz. Göstergelerin nereye doğru
gideceği bir iki gün geçmeden belli olmaz. Merkez Bankası’nın da bundan sonra
ne yapacağı belli olmaz. Yeni Başkan, Para Politikası Kurulu’nu zamanında
yapacağını söyledi. Ateşten gömleği giyen aklı başında hareket etmek zorunda
kalıyor. O ateşten gömleği giymesi gereken Sayın Cumhurbaşkanı'dır. Yanlış tezi
yüzünden bu milletten özür dilemek zorunda.”
“Karanlıkta
karar alanlar ülkeye oyun oynuyor”
“Yine
dış güçler, şunlar bunlar diyorlar. Bunları geçin. Siz bu kararları karanlıkta
alsanız da her şey gün gibi açık. Bu oyunu ülkeye siz oynuyorsunuz. Yanlış
kararınızın bedelini 84 milyon ödüyor. Hem faiz hem kur arttı. Her kur
artışında zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor.”
“Sayın
Erdoğan’ın önüne sadece iki seçenek koyduk, gene yanlışı seçti”
“Daha
üç gün önce Sayın Erdoğan’ın önüne iki seçenek koydum. ‘Ya yanlışını kabul et
ve bu milletten özür dile ya da Merkez Bankası’yla ilgili bir adım at’ dedim.
Bunlar her sınavdan çakıyorlar. Çoktan seçmeli de değil, sadece iki cevap
seçeneği koyduk; gitti yine yanlış seçeneği işaretledi. Yazı tura atsan tutma
ihtimali daha yüksekti.”
“Sayın
Erdoğan, Merkez Bankası’nın başına kendisini görevlendirsin”
“Sayın
Erdoğan’ın bir tezi var. Kendi alanı ekonomi ya(!) Ama son günlerde bunu
dediğini duymuyoruz. Ne olur bugünlerde de çıkıp söylesin de bu işin gerçek
sorumlusunun kim olduğunu anlayalım. Hiç uğraşmasın, kurumları da şamar
oğlanına çevirmesin. Varlık Fonu’na yaptığı gibi kendisini Merkez Bankası’nın
başına görevlendirsin. Zaten Para Politikası Kurulu ayda bir toplanıyor; çok vaktini
de almaz, bir-iki saatte biter. Hiç olmazsa memleketi batırıp, sonra da suçu
başkalarına yüklemez.”
“Akraba
bakanı parlatmaya çabası var”
“Akraba bakanı parlatma çabası var, Merkez Bankası’nı
kâr ettirmiş… Merkez Bankası nasıl kâr eder? Karşılıksız, çok para basarsa,
faizi yükseltirse ve uygun fiyata alınıp biriktirilen 130 milyar doları
mirasyedi gibi çarçur ederse kâr eder. Sen hangi döviz rezervini, hangi yedek
akçeyi biriktirdin? Kimsenin aklıyla dalga geçmeyin. Milletin sırtından
aldıklarını bir de kâr diye parlatmaya çalışıyorlar.”
“Her
şey bir kâbustan uyanma hızıyla düzelir”
“Bu
ülkeyi içine düştüğü bu çukurdan hızlıca çıkarırız. Hani gece insan hastalanır,
ateşlenir, kâbus görür ama uyanınca ‘iyi ki bunlar gerçek değilmiş’ der ya…
İnanın bir kabustan uyanma hızıyla bu ülkeyi düzeltiriz. Bu ülkenin probleminin
özünde kötü yönetim var. İşin ehli ve düzgün bir kadroyla çabucak toparlarız.
İşsiz gençlerimizi yarınların meslekleri için çok hızlı bir şekilde eğitimden
geçiririz. Güven ortamıyla beraber zaten yatırımlar başlar. Gençlerimiz o
yatırımlarla en geç bir, bir buçuk seneye buluşur. İşsizlik sorunu çözülür,
istihdam oluşur, Türkiye’ye oluk oluk para gelir.”