Serdivan Belediyesi Konferans Salonundaki programa Vali
Ahmet Hamdi Nayir’in yanı sıra; Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa
Ak, Serdivan Belediye Başkan Vekili Selvet Karaoğlu, Ak Parti İl Başkanı Yunus
Tever, MHP İl Başkanı Av. Ziya Akar, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
“Cenk
Şarkısı Şiiri Okundu”
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunması ile başlayan programda Balkanları anlatan bir video gösterisi izlettirilirken, Mehmet Akif Ersoy’un Balkan Harbi için yazdığı Cenk Şarkısı şiiri de seslendirildi.
“Derneğin
Projelerini Anlattı”
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Sakarya Rumeli Balkan Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Aytaç Demirci, kuruluşlarından bu yana istikrarlı bir şekilde yürüttükleri kültürel projelerinden olan ve bugün 4’üncüsünü düzenledikleri Rumeli Sohbetleri programına katılan başta Sayın Valimiz olmak üzere herkese teşekkür ettiklerini ifade ederek derneğin faaliyetleri ve projelerine dair bilgiler verdi.
“Bizi
‘Mozaikten’ Çok ‘Ebru’ Tanımlar”
Konuşmasına herkesi selamlayarak başlayan Vali Ahmet Hamdi
Nayir, “Anadolu farklılıkların ve zenginliklerin coğrafyasıdır. Balkanlardan
Kafkasya’ya, Kırım’dan Şam’a kadar çok farklı yerlerden gelişlere şahit
olmuştur. Hemen hemen her evde bir hasret, bir gurbet vardır. Terkedilen
yerlerde bırakılan yakınların, hatıraların, mezarların özlemi vardır. Bu özlem
bizi bir araya getirip bu programların yapılmasına sebeptir. Farklılıklarımızı
‘mozaik’ ile tanımlarız. Bu tanım bence yanlıştır, en azından eksiktir. Mozaik
değişik renkteki taşların yan yana getirilmesi ile oluşur. Sonuçta bir tablo
ortaya çıkar, ama taşlar birbirlerinden etkilenmezler. Bu sanat bize ait
değildir. Anadolu’da sahip olduğumuz farklılığı zenginliği bence ‘ebru’ ile
tanımlamamız lazımdır. Ebru bizim sanatımızdır. Ebruda kullanılan renkler
birbirine büyük ölçüde karışır, birbirini etkiler. Ülkemizde ve ilimizde iç içe
olan kültürler de, ebrunun renkleri gibi birbirini tamamlamıştır ve olumlu
manada etkilemiştir.
“Azınlık
ve İslamofobi Tanımlamaları Üzücüdür”
Yüzlerce yıl hâkimiyetimizde kalmış topraklarda, hüküm
sürdüğümüz topraklarda eğer bugün azınlık olarak değerlendiriliyorsak, bu bizim
için gerçekten üzücüdür; yine bir barış dini olan, esenlik dini olan, isminde
barış bulunan bir dinin korkuyla bir araya getirilip, adına da İslamofobi
denmesinin bizi çok üzmesi lazım. Biz tarihte barışın, huzurun en güzel
örneklerini vermiş bir milletiz. Hangi coğrafyada kalmışsak o coğrafyaya huzuru
bırakmışız, eserlerimizle orayı da yaşatmaya çalışmışız.
“Büyük
Bir Zenginliğe Sahibiz”
Sakarya’mıza gelip yaşayan Balkanlar’ından Kafkaslar’ına kadar herkes kendi kültürünü yaşatmaya çalışıyor, o kültürün izlerini kıyafetlerinde, yemeklerinde, oyunlarında yaşatmaya çalışıyor, bunlar bizim en güzel zenginliklerimizden birisidir. Bu gibi programlar da hem Sakarya’nın birlik ve beraberliğine, zenginliğine katkıda bulunacak hem de gelinen yerlerin yâd edilmesine, oradaki hatıraların canlı tutulmasına vesile olacaktır. Programın hazırlanmasında emeği geçenleri ve bugün sunum yapacak olan kardeşimizi tebrik ediyorum” dedi.
Konuşmaların ardından Balkan Araştırmacısı Zeynep Duygu Demir, Balkanlarda Azınlıklar ve İslamofobi konusunun ele alındığı konferansta yapılan araştırmalar ve kendi gözlemlerine dair bir sunum yaptı.