Erenler Kaymakamı Salih Karabulut, İl Milli Eğitim Müdürü
Fazilet Durmuş ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Ayhan Ersoy’un da eşlik ettiği
ziyarette Okul Müdürü Ferhan Birlik İşbitiren tarafından karşılanan Vali Ahmet
Hamdi Nayir, okulun genel durumu hakkında bilgiler de aldı.
“Okulun
Birçok Proje Başarısı Var”
Dünyanın ve ülkemizin birçok okuluyla birlikte ortak
projeler gerçekleştirdiklerini belirten Okul Müdürü İşbitiren, E-Twinning
Kulübünün de bulunduğu okullarında 24 derslikte 53 eğitimcinin görev yaptığını,
788 öğrenci ile eğitim ve öğretime devam ettiklerini belirtti.
Okula girişte Nöbetçi Öğrencilere kolay gelsin dileğinde
bulunan Vali Ahmet Hamdi Nayir, sınıfları gezerek derslere ortak oldu.
“Önce
Kendi Dilimize Sahip Çıkmalıyız”
11. sınıf Almanca dersinde diller arasındaki farkların neler
olduğuna dair öğretmen ve öğrencilerle sohbet eden Vali Nayir, “İnsanlara
verilmiş en büyük nimet dil nimetidir, konuşma nimetidir. Konuşma nimeti, aynı
zamanda anlaşma nimetidir. Başka canlıların da mutlaka bir anlaşma şekilleri
vardır, ancak insan olarak bize lütfedilmiş en büyük nimetlerden birisi dünyada
yüzlerce çeşidi bulunan konuşma nimetidir diyoruz. Herkesin kendi lisanında,
kendine has tarz, lehçe ve şive ile konuştuğu her dilin ayrı bir kültür yapısı
da bulunmaktadır. Eğer bir dile ilgi duyup onu öğrenebilmişseniz, onun
kültüründen de etkilenirsiniz. İşte bizim kültürümüzü koruyabilmek için önce
dilimizi çok iyi öğrenmemiz gerekiyor, diğer dillere olan ilgimiz,
zenginliğimizi artırmak için olmalıdır.
“Talepkâr
Olmanızı İstiyoruz”
Dil konusu biraz da ezber gerektirir, sizler ezber
kabiliyetinin en yüksek olduğu zamanları yaşamaktasınız, bu günlerinizi iyi
değerlendirin. Hayatın her alanında daha cesur olmanızı, her konuda bir
fikrinizin olmasını, size sunulan fırsatları iyi değerlendirip her yerde
kendinizi iyi ifade edebilmenizi istiyoruz. Sadece dinleyen değil, aynı zamanda
olaya müdahil olup hayata bir şeyler katan gençler olmanızı temenni ediyoruz.
Kanaatkar olmak güzel bir şeydir, ancak öğrencilerimizin kanaatkar olmaktan öte
talepkâr olması gerektiğine inanıyoruz. Daha iyisini istemelerini ve daha
iyisine kavuşmalarını istiyoruz. Hayatın her alanında; eğitim hayatınızda, iş
hayatınızda, aile hayatınızda başarılı olmanızı canı gönülden arzu ediyoruz” dedi.
“Hababam
Sınıfını Hatırlattı”
12. sınıf Kimya dersinin görüldüğü Laboratuvarda öğrencilere
Hababam Sınıfı filmindeki deney sahnelerini hatırlatan Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Her
bölümünü bıkmadan, usanmadan tekrar tekrar izlediğimiz Hababam Sınıfı
filmlerinde en sevdiğimiz repliklerden birisi de, Kimya dersindeki deneylerdir.
Sizler de muhtemelen hala izliyorsunuzdur. Hababam Sınıfı filmlerinin
eğlendirici yanı olduğu gibi, öğretici ve ders verici yanlarını da görmek
gerekiyor” diye konuştu.
“Kimya
hayatın Her Alanında Lazım Olacaktır”
Öğrencilere bu yıl girecekleri üniversite sınavına dair
düşüncelerini de soran Vali Nayir, “Sınav döneminde artık geleceğe dair
planlarınızın da hazır olduğunu düşünüyoruz. Yolunuzu çizdiğinize göre, artık
daha emin adımlarla yürüyebilirsiniz. Kimya dersinin gelecekte hayatınızın
neresinde lazım olacağını öğretmeniniz sizlere mutlaka anlatmıştır. Aslında
hangi bölüme giderseniz gidin birçok mesleğin kimya ile yakın alakası vardır.
Bir de tabi her insanın kendisine ait bir kimyası olduğunu biliyoruz.
İnsanoğlunun mutluluğu ve hüznünü belirleyen, anlayış kabiliyetine yön veren,
yine sahip olduğu kimyasıdır. Bu konu bu dersin içeriğinde olmasa bile öğretmenleriniz
sizlere bu konudan farklı şekillerde bahsetmiştir” dedi.
“Her
Engel İlerlemek İçin Bir Basamaktır”
Ders öğretmeniyle denklemler üzerine sohbet eden ve
üniversite sınavına girdiği dönemdeki sorulara değinen Vali Nayir, “Gelecek
yıl muhtemelen aynı üniversitede ya da aynı sınıfta olmayacaksınız. Ancak
burada kazanılan dostlukları unutmamalısınız. Hayatınızdaki en güzel günlerin
lise çağları olduğunu ileride daha iyi anlayacaksınız.
“Gençlerle
Başbaşa Kitabını Okuyun”
Aileniz de, öğretmenleriniz de, bizler de sizlere her konuda
çok güveniyoruz, inanıyoruz, eksik bir parça kalmasın diye sizler de kendinize
inanın. Bir işi başarmış kişilerin sizlerden hiçbir farkı yoktur. Önünüze
çıkacak engelleri sizleri geri döndürecek bir sorun değil, çözülmesi gereken
bir problem olarak görün. Çünkü her engel aslında ilerlemek için bir
basamaktır. Ordinaryüs Profesör Doktor Ali Fuad Başgil’in hayata daha iyi
bakmanıza yardımcı olacak, ‘Gençlerle Başbaşa’ adlı eserini mutlaka okumanızı
tavsiye ediyorum. Bu kitapta hayata dair, başarıya dair çok yararlı paylaşımlar
bulacaksınız. Kitapta geçen ‘Her yer çalışmaya müsaittir, her zaman çalışmaya
müsaittir’ sözü zaten özet gibidir. Bahaneyi çalışmak için aramalı insan,
çalışmamak için değil. Başarının yolu da zaten biraz bu düşünceden geçiyor.
Hava durumundan, yağmurdan, güneşten, bulunduğunuz ortamdan dolayı bahaneler
üretip zamanı boşa harcamakla, yalnızca kendinizi kandırmış olursunuz.
Gelecekte sizler de bizim yerimize geçip öğrenciler ile sohbet edip
nasihatlerde bulunacaksınız. Bu konuda zamanını iyi değerlendirip bahanelere
sığınmayanların daha ön planda olacağını da söyleyebiliriz. Sizlerin
başarılarını duyduğumuzda; ‘Bir zamanlar bu okulu, hatta bu sınıfı ziyaret
etmiştik, o projenin sahibi öğrencilerle sohbet etmiştik’ diyerek kendimize de
bir pay çıkarırız, bizim için de yeni bir övünç kaynağı olursunuz İnşallah” diyerek onlara güven duyduklarını
söyledi.
“Dili
İyi Öğrenmek İçin Tekrar Gerekiyor”
9. sınıf İngilizce dersinde dilin tekrarla daha iyi
pekiştirildiğini ifade eden Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Dili daha iyi
öğrenmenin yollarından birisi de, o dile ait şiirler, şarkılar, fıkralar
öğrenmektir. Mesela bizim zamanımızda günlük konuşma yerine gramere öncelik
verildiği için o dönem çok zorlandığımızı söyleyebilirim. Ancak şimdi biraz
daha sadece bir yaklaşım ve konuşmaya dayalı bir sistemle daha kolay
öğrenilebildiği düşüncesindeyiz. Öğrencilik yıllarımızda yabancı dil dersi bir
tek ortaokulda vardı, dersin kendi öğretmeni genellikle bulunmadığı için biraz
yabancı dil bilgisi olan herhangi bir branşın öğretmeni bizlere yardımcı olmaya
çalışırdı. Yani o ne kadar biliyorsa, biz de o kadar öğreniyorduk. Şimdi
İlkokul müfredatında bile yer alan bu derste branş öğretmeninin bizzat
bulunması da büyük bir nimettir.
“Hayatınıza
Sevgi Yön Versin”
Başarının şartı sevmekten geçiyor. Bir dersi sevmiyorsanız,
başarılı olmanız zordur. Dersi sevmenin en önemli şartı da, öğretmeni
sevmektir. Hepsi birbiriyle bağlantılı şeylerdir, dolayısıyla hayatınızın
tamamını sevgi üzerine kurabilmelisiniz. Önce hayatı sevin, sonra ailenizden
başlayarak sırasıyla okulunuzu, arkadaşlarınızı sevin, nefret duygunuzu bir
kenara koyduktan sonra daha başarılı olacağınızı göreceksiniz.
“Kâinatta
Boşluk Tanımayan Bir Yapıdadır”
Ayrıca mutlaka bir spor dalıyla ilgilenmenizi de istiyoruz.
Hayatınızı faydalı şeylerle dolduramadığınız zaman, o boşluğa iyi niyetli
olmayan birtakım kişiler ya da olaylar müdahale etmeye kalkıyor. Bunun için siz
sporla, sanatla, kitapla veya arkadaşlarınızla birlikte bir uğraş içerisinde
güzel zaman geçirerek hayatınızı doldurmaya çalışın. Kâinatta boşluk tanımayan
bir yapı vardır. Bir bardağın yarısı suyla doluysa diğer yarısı da havayla
doludur. Dedikodudan, kötü sözlerden başkalarının işine karışmaya, zararlı
alışkanlıklar edinmeye kadar bir sürü olumsuz örnek verebiliriz. Gençlerimiz
hayatlarını güzel şeylerle, faydalı şeylerle doldururlarsa, onlara zarar
verecek hiçbir hususa boşluk bırakmayacaklardır” diyerek onlara nasihatlerde
bulundu.
“Sakarya
Bir Eğitim Şehri”
Öğretmenler Odasında öğretmenlerle bir araya gelerek her
Çarşamba öğleden sonralarını okul gezilerine ayırmayı alışkanlık haline
getirdiklerini ve bunu ısrarla sürdürdüklerini söyleyen Vali Ahmet Hamdi Nayir,
“Bugünkü nasibimizde Ali Dilmen Anadolu Lisesi varmış. Sınıflarda
öğrencilerimiz ile kısa da olsa sohbet etme imkânımız oldu, şimdi de bu özel
odada misafiriniz olmak istedik.
Her ülke için, her aile için, her fert için önem arz eden
eğitim alanı, diğer görevlerimizle birlikte en yaygın ve en önemli hizmetlerden
birisidir. Milli Eğitimimize bağlı 200 binin üzerinde öğrencimiz ve
üniversitelerimizde bulunan 100 bine yakın öğrencimiz ile birlikte bir öğrenci
kentiyiz, bir eğitim kentiyiz diyebiliriz. 1 milyonun üzerindeki nüfusumuzun
üçte birini oluşturan öğrencilerimiz ile birlikte aileleri de hesaba katarsak
toplum içerisinde eğitimin dışında kalan, eğitim ile ilgisi olmayan kesim yok
gibi görünüyor. Böylesi hayati bir konuda bizler de mesaimizin bir kısmını
buraya ayırmaya gayret gösteriyoruz, hem çocuklarımız ve gençlerimizle hem de
geleceğimize şekil veren siz değerli eğitimcilerimiz ile bir araya gelmeye
çalışıyoruz.
“Okul
Gezilerine Önem Veriyoruz”
Okullardaki başarıları görmek, başarının devamını sağlamak
adına bize düşenleri tespit etmek, sizlerin hangi şartlarda görev yaptığınızı
gezerek görmeye çalışıyoruz. Gönül bütün okulları gezmeyi arzu ediyor, ancak
bunun mümkün olmadığını biliyoruz. Burada bulunan her öğretmenimizi ilimizde
görev yapan 13 bin öğretmenimizin temsilcisi olarak görüyoruz, öğrencilerimizi
de yine tüm öğrencilerimizin temsilcileri olarak biliyoruz.
Yürüttüğünüz hizmetler, yapmış olduğunuz çalışmalar
ülkemizin kaderine tesir edecek, geleceğimize önemli ölçüde yön verecek
olduğundan bizim için çok önemli şahsiyetlersiniz. Öğretmenliğin yanında aynı
zamanda her biriniz birer velisiniz veya veli adayısınız. Sizlere teslim edilen
çocuklar olduğu gibi, sizlerin de başka sihirli ellere teslim ettiğiniz
çocuklarınız mutlaka vardır. Meslektaşlarınızdan beklentiniz ne ise,
öğrencilerinizin hayatını da o yönde şekillendirmenizi ve bu konuda empati
yapmanızı istiyoruz. Bu kutsal ve bir o kadar da zor göreve sizler bilerek,
isteyerek talip oldunuz. Bu görevin sorumluluğunun, ağırlığının farkında olarak
buraya geldiğinizi düşünüyoruz, bu yola çıktığınızda başaracağınız,
yöneteceğiniz, yönlendireceğiniz her hadisede herhangi bir sürpriz olmaması
gerektiğini bizden daha iyi biliyorsunuz.
“Tatmin
Duygusu Yüksek Bir Meslek”
Öğretmenlerimizle bir araya geldiğimizde, bize verdikleri
emeğin karşılığını gördükleri için büyük bir mutluluk yaşadıklarına şahit
oluyoruz, bizlere gurur duyarcasına bakıp gözlerinin içinin güldüğünü
anlayabiliyoruz. Mutlaka sizler de öğretmenlerinizle karşılaştığınızda aynı
duyguyu yaşadıklarını görmüşsünüzdür. Bu açıdan bakıldığında tatmin duygusu
yüksek bir görev icra ettiğinizi daha iyi anlayabiliyoruz.
“Her
Görev Kutsaldır”
Mutlaka her görevin kendine göre bir değeri, bir kıymeti
vardır, kıymetsiz olarak gördüğümüz hiçbir görev yoktur. Öyle bir ayrıma girmek
zaten hata olur. Hakkı verilmiş, karşılığı verilmiş her görev kıymetlidir. Bu
ülkeye hizmet eden herkesin görevi en kıymetlidir. Bir Kütüphane Memurunun
kolay bir görev icra ettiği görünse de, oraya gelen bir çocuğun hayatına
dokunmakla, ona kitapları sevdirmekle, devleti sevdirmekle ve yardımseverlik
duyguları içerisinde görevini büyük bir başarı ile yaptığına şahit oluruz. Eğer
devlet memurluğunu icra ediyorsak, öncelikle devleti sevdirme görevimiz
olduğunu unutmamalıyız. Ülkelerin geleceğine hükmeden en önemli ordulardan bir tanesi
de maarif ordusu, Milli Eğitim ordusudur. Sizler de bu ordunun bir neferi
olarak, ülkenin geleceğine yön verecek gençleri yetiştirme görevini her şeyin
üstünde tutmalısınız.
“Öğretmenin
Hayatımızdaki Yeri Önemlidir”
İnancımızda, kültürümüzde ve yaşantımızda
öğretmenlerimizin ayrı bir yeri, ayrı bir kıymeti vardır. Her ne kadar
günümüzde farklı bir algı oluşsa da, öğretmenlerimizin yine bir etki
mekanizması olarak çocuklarımızın üzerinde önemli bir hâkimiyeti olduğuna
inanıyoruz. Çocuklarının yalnızca sınav başarılarını önemseyen bir veliler
topluluğu yaygınlaştığını görüyoruz, ancak biz bu düşüncenin taraftarı değiliz.
Sizlerden öncelikle hayata hazır, geleceğe hazır fertler yetiştirmenizi
istiyoruz. Biz yalnızca soru çözen bir gençlik değil, hayata dokunan, ona iyi
bir şekilde yön veren kişiler yetişmesini arzu ediyoruz. Ülke sorumluluğunu,
toplum sorumluluğunu, aile sorumluğunu taşıyan fertlere ihtiyacımız var.
“Sorun
Çözecek Kişiler Lazım”
Toplum içerisinde herkesin farklı sorumlulukları olmalı,
herkes güçlü olduğu tarafını doğru bir şekilde yansıtmalı. Çocuklarımız
taşıdıkları soy isimlerle aile bağlantısını, aile ilişkilerini düşünmeli,
doğduğu ya da yaşadığı şehir sorumluluğu ile aidiyet duygusuna önem vermeli,
daha geniş manada bir insan olmanın sorumluluğunu en iyi şekilde taşıyabilmeli
diye düşünüyoruz. Çocuklarımıza ders konuları arasında bunların da
öğretilmesinden yanayız. Girdiği sınavlarda çok başarılı olup atandığı devlet
memurluğu makamında çalışma arkadaşlarıyla ilişki kuramayan, sorununu çözmek
yerine vatandaşa daha fazla sorun çıkaran kişilerin oluşturduğu bir gelecek
istemiyoruz. Eğer geleceğe güvenle bakmak istiyorsak ve bu zor coğrafyada
ayakta kalmak istiyorsak bizim sorumluluklarını bilen bir nesile ihtiyacımız
var. Yalnızca soru çözen değil aynı zamanda sorun çözen, hayatı anlayan, hayata
hazır çocuklar yetiştiren sizler gibi bir eğitim ordusu neferlerine ihtiyacımız
var” dedi.
Öğretmenlerle tek tek tanışarak onların talep ve görüşlerini
de dinleyen Vali Ahmet Hamdi Nayir, ziyaretin sonunda Okul Özel Defterine duygu
ve düşüncelerini yazarak imzaladı.