Mardin'in Dara köyünde
DEDAŞ yetkilileri, jandarma eşliğinde çiftçilerin trafolarını sökmek istedi.
DEDAŞ yetkilileri, çiftçilerin direnişiyle karşılaştı. Trafolarını söktürmeyeceklerini
belirten köylüler, DEDAŞ yetkililerine izin vermedi. Bu arada köylüler, Vatan
Partisi Mardin İl Başkanlığını arayarak destek istediler. Vatan Partisi
Örgütlenme Bürosu Başkanı Savaş Oruç, Örgütlenme Bürosu Üyesi Ahmet Suseven ve
Mardin İl Başkanı Zeynettin Bozan, çiftçilerin telefonu üzerine hemen köye
giderek köylülerle görüştü. Çiftçinin direnişiyle karşılaşan DEDAŞ yetkilileri
ise köyü terk etmek zorunda kaldılar.
‘MEVSİMLİK İŞÇİ Mİ
OLALIM?’
Köylüler, elektrik
dağıtımının devletin elindeyken böyle dertlerinin olmadığını, DEDAŞ’ın
kendilerine zulüm yaptığını belirtiyorlar.
DEDAŞ yetkililerinin sayaçları direklere taktığına dikkat çeken bir
çiftçi, “Biz sayaçlarda ne kadar tükettiğimizi göremiyoruz. O yüzden keyfi
fiyatlandırma yapıyorlar. Fatura diye bir şey yok. El yazısıyla rakam
yazıyorlar. Verdikleri ibanlarda çalışanlara ait oluyor” dedi.
Üretmek istediklerini
ama DEDAŞ’ın ellerini kollarını bağladığını, tarlalarını satsalar bile
borçlarını ödeyemeyeceklerini söyleyen çiftçiler, “mevsimlik işçi mi olalım?
Fındık zamanı Karadeniz’e, karpuz zamanı Adana’ya mı gidelim?” diye
tartışıyorlar.
Çiftçilerin başka bir
sıkıntısı da hesaplarına gelen destek hibelerinin DEDAŞ tarafından alınması.
Düzenli olarak her gün 2 saat, bazı köylerde ise 8 saate kadar elektrik
kesintilerinin kendilerine tehdit olduğunu belirten çiftçiler, “Bu işi kim
çözerse biz onlarlayız. GAP gelse bütün sorunlarımız biter” diyorlar. Bir
çiftçi de devletin eskiden kendilerine ana baba olduğunu belirterek yetkililere
seslendi.
‘BÖLGE FAKİR DÜŞSÜN
İSTİYORLAR’
Köyde çiftçilerle bir
araya gelen ve çiftçileri dinleyen Vatan Partisi Mardin İl Başkanı Zeynettin
Bozan, köylülere hitaben, “Bu sesi bütün Türkiye’ye, herkese ileteceğiz”
dedi. Tarihte böyle bir şey
görülmediğini belirten Bozan şunları söyledi: “İcra ile birlikte askerlerle
kapımıza gelip bizden haraç alıyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Davanız sadece elektrik
davası değil, su davasıdır. Kaç yıldır
burada GAP Projesi yapacaklardı, bitirmiyorlar, neden bitirmiyorlar bu işi?
Çünkü bu bölge fakir düşsün, devlet aciz düşsün, siz mazlumlar kafanızı
kaldırmayın diye. Amaçları budur. Başka bir şey değildir. Hangi parti buraya
geliyorsa şovunu yapıyor, ‘bunu yapacağız, şunu yapacağız’ diye. Ama ortada bir
şey yok.”
‘DEDAŞ
KAMULAŞTIRILACAK’
Sorunu bizzat genel
başkan Doğu Perinçek’e aktaracaklarını söyleyen Bozan şöyle devam etti:
“Doğrusu neyse yapılacak, size yalan söylemeyeceğiz, film çevrilmeyecek. Diyeceğim ki;
buyurun gelin, milleti bu dertten kurtarın. Doğu Perinçek, ayın 3’ünde
burada olacak. Bütün partileri davet ettik. Maalesef İktidar partisi gelmiyor,
çünkü kendileri bu sorunu yaptılar, nasıl gelecekler? Nasıl çözecekler bu işi?
Allah kimsede hakkınızı bırakmasın.” Vatan Partisi olarak ilk işlerinin DEDAŞ’ı
kamulaştırmak ve bu sorunu çözmek olacağını ifade eden Bozan, “Halimizi
görmüyor musunuz? Bu sıcakta küçük çocuklarımız aç, susuz, elektriksiz. Milleti
perişan ettiniz” dedi.
‘DEDAŞ terörüne son
vereceğiz’
Partiye gelen telefon
üzere Dara köyüne giden Vatan Partisi Örgütlenme Bürosu Başkanı Savaş Oruç da
önce çiftçileri dinledi ardından bir konuşma yaptı. Vatan Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek’in çiftçilere selamını ileten Oruç, şunları söyledi: “Burada PKK
terörü bitmiş, DEDAŞ terörü başlamış. Mehmetçiğimize Allah güç versin, PKK
terörünü yerle bir etti. Bu ziyaretlerimizde gördük ki üretimin önündeki en
büyük engel DEDAŞ olmuş. 2013 yılında DEDAŞ’ı bir tercih yaparak sattılar,
özelleştirdiler. Bölgedeki çiftçilerle görüşüyoruz. Hepsi aynı şeyi söylüyor.
DEDAŞ, devletin elinde olduğu zaman çiftçinin yüzü gülüyordu. DEDAŞ satıldı, dediler ki: ‘çiftçi, köylü
bizim için önemli değil, DEDAŞ’tan kâr eden şirket sahipleri cebini doldursun,
karnını fil gibi şişirsin ama çiftçimiz üretmesin.’ Vatan Partisi olarak buna
izin vermeyeceğiz. Size söz veriyoruz. Sayın Doğu Perinçek, 3 Eylül’de
çiftçinin, köylünün, üreticinin sırtında kambur olmuş DEDAŞ terörünün çözümü
için Pırlanta Düğün Salonu’na saat 15.00’de geliyor. Söz veriyoruz bu DEDAŞ
terörü son bulacak.”
Şanlıurfalı çiftçiler:
‘Bizi DEDAŞ’a köle
etmeyin’
Bölge çiftçisi, DEDAŞ
sorununa çözüm arıyor. Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine bağlı Pekmezli köyü
çiftçileri de Ağustos ayı içinde elektrik kesintilerine ve yüksek faturalara
karşı DEDAŞ’ı protesto eylemleri yapmışlardı.
Aydınlık’a konuşan Pekmezli köylüleri, kesintiler nedeniyle ürünlerinin
kurumaya başladığını faturaların ise ancak tarla satarak ödenebileceğine dikkat
çekiyor. Desteklemelere el konulması ve fatura yerine elle doldurulan bir kâğıt
parçasının veriliyor olması da çiftçiyi çileden çıkartıyor. GAP’ta sulama
maliyeti dönüm başı 70 lira iken sondaj suyu kullananlarda bu rakam, DEDAŞ faturası
üzerinden bin liraya geliyor. Bu rakam GAP’ın biran önce bitirilmesi
gerektiğini gösteriyor.
Aydınlık gazetesi
olarak Pekmezli köyüne gittik. Bize sorunlarını anlatmak isteyen köylüler,
herkese haber vererek belirli bir yerde toplanmak için hazırlık yapmış.
Büyüktaş Jandarma Karakolu’nun ‘yine eylem mi yapacaksınız?’ diye çiftçileri
yanımızda sorgulamaya kalkması günün en ilginç olayıydı. Biz de Pekmezli
köyünde buluşma yerine gelebilen çiftçilere mikrofon tuttuk.
“DEDAŞ’a gidiyoruz,
borcumuzu soruyoruz, bize fatura diye tükenmez kalemle yazılmış beyaz bir kâğıt
veriyorlar. Bu kâğıtlarda hiçbir bilgi yok,
inandırıcılığı da yok” diye söze başlayan çiftçi Ahmet Gedik, “DEDAŞ
ürünün en çok suya ihtiyacı olduğu zamanı bekliyor, o zaman elektriği kesiyor.
Ürüne 7-8 saat su vermediğiniz zaman durumu siz düşünün” diye konuştu. Gedik,
“Bizi sömürüyorlar, tarlaları satsak bile DEDAŞ borcunu ödeyemiyoruz.
Sulamayınca hem mahsulümüz kuruyor hem de kat kat fatura kesiliyor. Yazılan
hayali cezalar silinsin, gerçek faturaları istesinler” diyerek taleplerini de
sıraladı.
‘TARLAYI DA SATSAK
BORCU ÖDEYEMEYİZ’
Ohali köyünden İsmail
Türkmen ise, “Mahsulü kaldırmadan nasıl ödeme yapalım. Hasat yapsak da ödeyecek
durumda değiliz, ürünü satsak da DEDAŞ’ın borcuna yetmiyor. Tarlanın yarısını
satsak da bu borcu ödeyemeyiz. Yüz dönüm mısır ektim, hasadı yapınca 150-160
bin liraya ancak satarım, DEDAŞ’a 300 bin lira borcum var. Nasıl ödeyeyim?”
diye konuştu.
Yüksek faturalara
dikkat çeken Mehmet Aydoğdu da, “Ben 100 dönüm arazime ilk ürün olarak buğday
ektim, ikinci ürün mısır ektim. Elektrik borcumun 220 bin lira olduğunu
söylediler. ‘Bir kısmını taksit yapalım yardımcı olun’ dedim yapmadılar.
Yıllardır bitirilemeyen GAP’ı bitirsinler, bizi DEDAŞ’a köle etmesinler.
Faturaların altından kalkamıyoruz” dedi.
‘PRİMLERİMİZİ
ALAMIYORUZ’
İsmail Filiz ise,
“Destekleme primlerimiz Ziraat Bankası’na yatırılıyor. İnternet bankacılığı
üzerinden baktım desteklememi göremedim. Bankaya gidip sordum, ‘bloke var
göremiyoruz’ dediler. Destekleme ne kadar onu da bilmiyoruz. Nereden çekilmiş,
nasıl çekilmiş kim çekmiş görünmüyor” dedi. DEDAŞ’ın borçluyu borçsuzu
ayırmadığını belirten İsmail Filiz, borçlu olmayanın elektriğini keserek
hukuksuzluk yaptığını anlattı.
Ohali köyünden Kadir
Barka da şunları söyledi: “Ben 50 dönüm mısır ektim, bana gelen fatura 280 bin
lira. Desteklememiz kesiliyor, nereye gittiğini dahi bilmiyoruz. Ne kadar
borcun ödendiğini bilmiyoruz, söylemiyorlar. GAP sulama ücreti dönümüne 70 lira
öderken biz dönümüne elektrikli olduğu için bin lira ödüyoruz.”
‘MİLLETVELİLLERİ
TELEFONLARIMIZA ÇIKMIYOR’
Büyüktaş köyünden İsa
Nergiz, “Biz zaten serumla yaşıyoruz. 8 saat kesintiyle birlikte tamamen
öleceğiz. Ürünlerimiz kurumak üzere. Öyle olunca ne DEDAŞ’a borcumuzu
ödeyebiliriz ne de kendimizi geçindirebiliriz. DEDAŞ bizi sömürdü. DEDAŞ bizi
esir aldı. Yetkililer duysun, Cumhurbaşkanımız duysun, valimiz duysun, 11
milletvekili gönderdik. Milletvekillerine telefon açıyoruz cevap bile
vermiyorlar” diye konuştu.
‘BİZ ÇALIŞIP, ÜRETMEK
İSTİYORUZ’
Suphi Filiz,
“Devletimizden, yetkililerden bizi bu sorundan kurtarmasını istiyoruz. Biz
kendi tarlamızda çalışıp, üretip, yemek istiyoruz. Böyle geçinmek istiyoruz.
Yoksa işsiz kalacağız” diye konuştu.
Çiftçi Mahmut Aktay da
şunları söyledi: “Ben hem DSİ’den su kullanıyorum, hem de kuyu suyu
kullanıyorum, ikisine de borcum yok ama su az geliyor, elektrik kesiliyor.
Mısırım, pamuklarım hep telef oldu. Devlet buna bir çözüm bulsun, mahsul
kurursa vatandaş nasıl borç ödeyecek.” İmam Gören ise, “Ne DEDAŞ’a ne de DSİ’ye
borcum var ama 8 saat elektrik kesintisi yüzünden ürünüm kurudu” dedi.