“Rezervleri gizli saklı çarçur ettiler”
“Önce kuru yükselttiler, sonra
da kuru kontrol etmek için Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini harcadılar. Bu
milletin alın teriyle birikmiş rezervleri çarçur ettiler. Merkez Bankası’nın
döviz pozisyonunu eksi 45 milyar dolara düşürdüler. Tüm bu süreci de gizli
saklı yürüttüler. Sata sata tükettikleri dövizleri ne zaman, hangi kurdan,
nasıl bir yöntemle sattıklarını da açıklamıyorlar.
“Merkez Bankasının kârı,
milletten aldıkları faiz ve mirasyedilerin sattığı dövizdir”
“Geçen hafta bir iddia ortaya
attılar. ‘Ekonomi yönetimi çok başarılı, Merkez Bankası çok kâr etti’ dediler.
Bakkal çırağı bunlara güler geçer. Merkez Bankası nasıl kâr eder? Para üretir,
piyasaya verdiği borç üzerinden faiz alır. Rezervindeki dövizi satar, alış
satış fiyat farkından kâr eder. Yani Merkez Bankası’nın ettiği kâr,
vatandaşlarımızın ödediği faizdir. Biz milletimizden çok faiz aldık diyorlar.
Kârın bir kısmı da 130 milyar dolarlık rezerv satışından geldi. Hazırdaki
dövizi satıp kâr diye övünmek hangi akla hizmet? Tam bir mirasyedi zihniyeti. Babasından
kalan mirası satıp, eline geçen parayı çevresine ‘Çok para kazandım’ diye
göstermeye benzer. Merkez Bankası’nın kârı milletin ödediği faiz ve
mirasyedilerin sattığı dövizden ibarettir.
“Mafyayı piyasaya sürenlerin
yeri tarihin utanç sayfaları olacak”
“Sayın Erdoğan’ı şiir okuduğu
için mağdur edenler, isimlerini tarihin utanç sayfalarına yazdırdılar. 28 Şubat
bin yıl sürmedi. Bugün de tweet attı diye gençleri hapse atanların, Gazi Meclisimizden herkese tehditler savuranların,
çeteleri ve mafyayı piyasaya
sürenlerin, düzmece iddianameler yazanların yeri de o utanç sayfaları olacak.
Hiçbir baskı ilelebet sürmedi, bugünleri de sona erdireceğiz.”
“Temel adaletsizlikleri halının
altına süpürerek pisliği temizleyemezsiniz”
“Hakkını teslime edelim. İnsan
Hakları Eylem Planı’nda bazı teknik iyileştirmeler var. Genel yargı
düzenlemelerine yönelik pozitif algılanacak çalışmalar var. Olumlu yönde atılan
her adımı cesaretlendireceğiz. Bu planın uygulamasını da yakından izleyeceğiz.
Fakat aylardır sıraladığımız hak gasplarına dair tek bir cümle yok. Temel
adaletsizlikleri halının altına süpürerek pisliği temizleyemezsiniz.
“Söyledikleri ilkeler için
Anayasaya uysalar yeter”
“Sayın Erdoğan’dan ‘Hükümet
yargıya telefon açmaktan, talimat vermekten vazgeçiyor’ cümlesini duydunuz mu? Bunun için reforma gerek yok,
zaten Anayasa var. Ancak kendisini Anayasaya bağlı görmüyor. Açıklanan paketin girişinde
masumiyet karinesi, ayrımcılık yasağı, hukuk güvenliği demişler. İnsanlık
bunları bin sene önce halletti. Bu ilkeler, bizim imzamız olan uluslararası
sözleşmelerde de Anayasamızda da yazıyor. Kimse kimseyle dalga geçmesin.
“Kimin çiçek kimin diken
olduğuna kim karar veriyor?”
“Her gördüğümüz çiçeğe su
vermeyeceğiz, diyorlar. Hak, su değildir. Hakkı vermek de kimsenin haddine
değildir. Ne demek çiçek-diken? Kimin çiçek, kimin diken olduğuna kim karar
veriyor? Kişiye göre ayrım yapılamaz. İnsan Hakları Tazminat Komisyonu
kurulacakmış. ‘Parasıyla değil mi kardeşim’ deyip, hakkı ezip geçmektir bu.
‘Basarız parasını’ anlayışıyla insan haklarına yaklaşamazsınız. Her gün insan
onurunu çiğneyen bir zihniyetin açıklayacağı plan da bu kadar olur.
“AİHM’deki 47 ülkenin 40’ının
bizim kadar dosyası yok”
“Anayasa Mahkemesi, devletin en
yüksek yargı organı, esastan incelediği 100 davanın sadece 5’inde alt
mahkemelerin hak ihlali yapmadığını söylüyor. AİHM’de 47 ülkenin 40 tanesinin
davalı olduğu dosyaları topluyorsunuz, bizimkisi kadar etmiyor. Tablo bu.
“İnsan haklarında felaket
tabloyu yaratanlar hukuku katletti”
“İnsan haklarında felaket
tabloyu yaratanlara sesleniyorum. Siz Türkiye’yi yeniden işkenceyle anılan ülke
haline getirdiniz. Çıplak arama iddialarına ciddiyetsizce yaklaştınız. KHK
marifetiyle çok sayıda suçsuz insanı açlıkla sınadınız. Siz hukuku katlettiniz.