DİSLEKSİ FARKINDALIK HAFTASI
1-7 Kasım’ın Disleksi
Farkındalık Haftası olduğuna dikkat çeken Özel Konak Hastanesi Sakarya
Psikoloji Uzmanı Uzm. Klinik Psikolog Hatice Aşkar, disleksinin özel bir
öğrenme güçlüğü olduğunu söyledi. Disleksi hakkında bilgiler veren Aşkar,
“Genelde çocuğun okula başlaması ile fark edilmektedir. Bu çocuklar akademik
becerilerde zorlanır ve okuma yazma öğrenimi sırasında yaşıtlarına göre okumayı
öğrenmesi gecikebilir. Bu süreci, sonraki yıllarda ise yavaş okuma, yanlış
okuma ya da okuduğunu anlayamama takip eder” dedi.
DİSLEKSİ NEDİR?
Disleksi’nin ne olduğundan söz
eden Uzm. Klinik Psikolog Aşkar, “Okuma, heceleme, yazma becerilerinde
farklılık olması ile ortaya çıkan bir öğrenme bozukluğudur. Okuma hızı, okuma
kalitesi ya da okuduğunu anlamada yaşıtlarına göre beklenenin altında olmasıdır.
Çocuğun geç okuyup yazması disleksi belirtisi olabilir. Öğrenme güçlüğü üç
sınıfa ayrılmaktadır. İlki disleksi yani Okuma, okuduğunu anlama gibi beceriler
de kendini gösterir. Harflerin söylenişlerini hatırlamada güçlük çekme,
harfleri karıştırma, kelimeleri yanlış okuma ya da okuyamama olarak kendisini
gösterirken ikincisi ise disgrafi; Okunaksız ve yavaş yazmak yani yazılı
anlatım bozukluğudur. Üçüncüsü ise diskalkuli yani Matematik bozukluğudur,
rakamları yanlış okuma matematik işlemlerini yapmakta güçlük çekme, işlem
hatası yapma ve matematik terimlerini hatırlamakta güçlük çekmek olarak
kendisini belli etmektedir” diye konuştu.
DİSLEKSİ’NİN BELİRTİLERİ
Uzm. Klinik Psikolog Aşkar
ayrıca şunları kaydetti: “Öğrenme güçlüğü olan çocukta yukarıdaki durumlardan
birini fark ederseniz mutlaka destek almak gerekir. Bazen disleksinin ne
olduğu bilinmediği için çocuk için zeka geriliği olduğu
düşünülebilir bu çok yanlıştır çünkü disleksili çocuklar normal veya normal
üstü zeka düzeyindelerdir. Fakat durum bilinmezse çocuklar okulda ya da
arkadaşlarıyla uyum sorunu yaşarlar. Disleksisi olan bireylerin sadece akademik
alanda değil sosyal becerilerde de problem yaşayabildiğini görüyoruz. Bu
çocuklar kendilerini ifade etmekte sorun yaşayabilirler. Öğrenme güçlüğü normal
ve normalin üzerinde zeka düzeyine sahip olan çocukların; Okuma yazma matematik
alanında ki akademik becerilerinde sorun yaşaması durumudur. Bu çocuklar
öğrenme ile ilgili sorun yaşarlar çünkü öğrenme tarzları diğer çocuklardan
farklılık gösterir. Bu yüzden öğrenmeleri desteklenmelidir. Akademik
başarısında sorun yaşayan ya da müfredatı öğrenmekte güçlük çeken çocuklarda
özgüven problemleri de ortaya çıkabilir. Çocuk okula gitmek istemeyebilir buda
okul fobisi olarak adlandırılmaktadır. Öğretmenlere ve ailelere de görevler
düşmektedir.”
AİLELER NELER YAPMALI
Disleksisi olan çocuğa ailenin nasıl yaklaşması ve neler yapması gerektiği konusunda da bilgi veren Uzm. Klinik Psikolog Aşkar, son olarak şunları kaydetti: “Öncelikle çocukta öğrenme güçlüğü olduğunu kabul etmek gerekir, çocuğu başarısızlığından dolayı suçlamamalı ve yargılamamalısınız. Öğrenme güçlüğünün eğitim yoluyla tedavisinin özel bir uzmanlık gerektirdiğini unutmayın. Sabırlı olun, sesli okumalar yaptırın. Özgüvenlerinde hasar oluşmaması için motive edin ve çocuğunuzu yüreklendirin. Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın bu sadece disleksili olan çocuklar için değil tüm çocuklar için geçerlidir. Mutlaka sınıf öğretmeni ile işbirliği içinde olmanız gerekmektedir. Çocuğunuzun iyi olduğu bir ilgi alanı vardır bunu keşfedip özel yeteneklerine yönelin. Öğrenmeyi eğlenceli hale getirin, çocuğunuz ders çalışırken siz de yanında bir şeyler yapabilirsiniz mesela okumaları sırayla birlikte yapabilirsiniz. Son olarak öğrenme bozukluğu olan çocukların yaşadıkları akademik başarısızlıklar sebebiyle içine kapanık ve özgüven problemi yaşayan çocuklar olabileceklerini unutmayın. Çocuklarda böyle problemler ile karşılaşmamak için her fırsatta sevginizi gösterin, sevginizin başarı ile ilgili olmadığını ona anlatın. Sevgi en büyük güçtür.”