Ülkemizde son günlerde yaşanan yangınlar hepimizi derinden
etkiledi. Ancak afetle mücadele eden gönüllüler ve doğrudan afetinetkilerine
maruz kalan kişiler, hepimizden daha fazla fizyolojik ve psikolojik olumsuz
etkiler yaşıyor. Afetten sonraki dönemde evsiz kalmak, yaşam alanının ya da
gelir kaynağının yok olması gibi durumların kişinin yüksek düzeyde kaygı
hissetmesine neden olduğunu hatırlatan Yataş
Uyku Kurulu Uzmanlarından Uzman Klinik Psikolog Fundem Ece Erdem,
“Yaşanan stres ve kaygıyla, vücudun yüksek düzeyde kortizol salgılaması
kaçınılmazdır. Yüksek kortizol, organizmayı harekete geçirecek gücü ve
motivasyonu sağlasa da çok uzun süreler bu hormonun salgılanması, bireyin
bilincinde ve vücudunda sorunlar ortaya çıkmasına neden olur. Sindirim
sisteminde kalıcı olabilecek bozulmalar, bağışıklık sisteminin zarar görmesi,
panik durumunda hissettiren duygusal sorunlar, öğrenme güçlüğü gibi bellek
sorunları, depresyona yatkınlık, kalp çalışmasında düzensizlik, kas ağrıları
gibi problemlerin de ortaya çıkması muhtemeldir” diyor.
Uykusuz
kalan kişilerde bağışıklık sorunları görülebilir
Tehlikeye karşı verilen savaşın, stres ve kaygının üstüne
kişinin bir de uykusuzluk yaşamasının zararın katlanmasına neden olduğunu
belirten Klnk. Psk. Erdem, bu durumda vücudun geceleri uyku halinde salgıladığı
melatonin hormonunu üretemediğini, bunun sonucunda ise biyolojik saatte
bozulmalar ve bağışıklıkta sorunların ortaya çıktığını söylüyor. Klnk. Psk. Erdem, kaygı ve stresle işlevleri
bozulan bireylerde afet sonrasındaki dönemlerde iştahsızlıkla beraber kilo
kaybı, uyku problemleri, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, yorgunluk,
bağırsak problemleri, cilt sorunları ve birçok psikopatolojinin görülmesinin de
muhtemel olduğunun altını çiziyor.
Psikolojik
destek almak büyük önem taşıyor
Afetin neden olduğu psikolojik sorunlar, anlık veya daha
sonra ortaya çıkabiliyor. Yataş Uyku Kurulu Uzmanlarından Klnk. Psk. Erdem,
yoğun strese maruz kalan afet bölgesindeki bireylerin stresin sebep olduğu
fiziksel sıkıntıların yanı sıra karar vermede güçlük çekme, konsantrasyon
eksikliği, hafızanın zayıflaması, hata yapmada artış ve performansta düşüş gibi
zihinsel bazı sorunlar da yaşayabileceğini belirtiyor. Yoğun kaygının sürmesi
halinde kişilerde anksiyete bozukluğu gözlenebileceğini söyleyen Klnk. Psk.
Erdem, şöyle devam ediyor: “Afet sonrasında yoğun stres altında olan kişilerde
depresyon görülebilir ve travma sonrası stres bozukluğu oluşabilir. İş hayatı,
günlük aktiviteler, aile hayatı, ilişkiler gibi yaşamın her alanında sorunların
ortaya çıkması muhtemeldir. Travma sonrası stres bozukluğu kısa süreli
olabileceği gibi yıllar boyunca da sürebilir. Bu nedenle yaşanılan afetten
sonra psikolojik destek almak büyük önem taşıyor.”
Kişilerde
anksiyete ve panik artışı görülebilir
Afetler sonucunda kişiler fiziksel kayıplar yaşayabileceği
gibi psikolojik uyumsuzluklar da yaşayabiliyor. Yaşadığımız yangınlar, seller
gibi doğal afetler bireyi kaldırabileceğinden daha fazla stresle karşı karşıya
bırakıyor. Bireylerde genel olarak tedirginlik hali gözlemlendiği gibi
anksiyete ve panik artışı da yaşanabiliyor. “Yaşanan afetsonucunda kişiler
evlerini ve yakınlarını kaybettiler. Bu gibi durumlarda kişi umutsuz, yalnız ve
çaresiz hissedebilir, kendini suçlayabilir” diyen Klnk. Psk. Erdem, kişilerde geleceğe yönelik kaygı ve
korkuların yaşanabileceğinin de altını çiziyor. Bu gibi durumlarda kişinin
kendisi gibi afete maruz kalmış bireylerle iletişim kurmasının, afetzedelere
yardım etmesinin iyileşme sürecine yardımcı olabileceğini ifade eden Yataş Uyku
Kurulu Uzmanlarından Klnk. Psk. Erdem, kişinin yaşayabileceğini diğer durumları
ise şöyle özetliyor: “Kişi yaşadığı travmatik olaylar tekrar tekrar
hatırlayabilir, afetin veya yaşadığı duygularının tekrarlandığı sıkıntı veren
rüyalar görülebilir. Yaşadığı travmatik olayın önemli bir kısmını hatırlamama
veya sıkıntılı anılardan, duygu ve düşüncelerden kaçınma davranışı da
gösterebilir. İnsanlara veya nesnelere karşı saldırgan davranışlar ve öfke
patlamaları sergileyebilir. Abartılı irkilmeler, her an tetikte olma durumu
ortaya çıkabilir. Odaklanma problemi yaşanılabilir.”
Afetzedelere
psikososyal destek sağlanmalı
Bu tür afetler ve travmatik olayların kişilerde psikolojik
destek ihtiyacı oluşturduğunun altını çizen Klnk. Psk. Erdem, afet sonrasında
bu kişilerin normal yaşamlarına geri dönmeleri için psikososyal desteğin
önemine dikkat çekiyor: “Bireylere yaş gruplarına göre terapi uygulanabilir.
Ayrıca gelecekte meydana gelebilecek benzer bir afete karşı da mental olarak
başa çıkabilmesi için destek verilebilir. Afet sonrasında öncelikle çocuklara,
durumu anlamalarını kolaylaştıracak şekilde açıklama yapılmalı, afetzedeler,
duygularını anlatmaya teşvik edilmelidir. Afeti yaşayan kişilerin bir arada
bulunması da destek ve dayanışma duygusunun oluşmasını sağlar.”
Yataş Uyku Kurulu Uzmanlarından Klnk. Psk. Erdem, tıpkı afeti
bizzat yaşayanlar gibi televizyonda yangın haberi izleyen, gazetede okuyan,
sosyal medyadan takip eden, bir yakını afetzede olan kişilerde de travma
görülebileceğini hatırlatıyor. Erdem, bu kişilere önerilerini şöyle sıralıyor:
“Eğer üzerinizde kontrol edebileceğinizden fazla stres oluşuyorsa bunu atmak
için egzersiz yapabilir, daha iyi beslenebilir ve düzenli uyumaya dikkat
edebilirsiniz. Sanatsal faaliyetler gibi sizi dinlendirecek aktivitelere ya da
hobilere yönelebilirsiniz. Travmatik etkilerden kaçınmak normaldir ama fazla
içine kapanmak da sağlıklı değildir. Kendinizi hazır hissettiğinizde duygu ve
düşüncelerinizi çevrenizle paylaşabilirsiniz. Eğer bu stresle başa
çıkamadığınızı düşünüyorsanız psikolojik destek almasınız.”